Sorting by

×
Doğa ve ÇevreKimyaMakalelerTıp ve Sağlık

İnme Geçirenlerin Damarlarında 51 Kat Daha Fazla Mikroplastik Bulundu

Artık mikroplastikler her yerde bulunuyor ve hatta vücutlarımızı sarmış durumdalar. İşte bu mikroplastiklerin daha da küçük kuzenleri nanoplastikler kanımızda akmakta , akciğer ve karaciğer gibi organlarımızda birikmekteler. Yeni yapılan bilimsel bir araştırmada bu nanoplastikler ve inme, kalp krizi gibi hastalıklar arasında gizemli bir ilişki bulundu. İnme veya kalp krizi geçiren kişilerde 51 kata kadar daha fazla mikroplastik bulunduğu gösterildi.

Normalde vücudumuzda bir miktar mikroplastik bulunması normal olsa da , miktarın yüksek olması durumunda semptomlar değişebilmektedir.  

“Normal, sağlıklı arterlerde bir miktar mikroplastik bulunmaktadır. Ancak arterler hastalıklı hale geldiklerinde ve semptomlar görüldüğünde bulunan plastik miktarı gerçekten çok farklı, ” diyor çalışmayı yürüten New Mexico Üniversitesi tıp araştırmacısı Dr. Ross Clark, Salı günü Baltimore’daki Amerikan Kalp Derneği toplantısında bulgularını sunmadan önce Business Insider’a konuştu.

Clark ve ekibi, arterlerde birikerek kan akışını engelleyebilen ve felç veya kalp krizine neden olabilen tehlikeli, yağlı damar plaklarındaki mikroplastik ve nanoplastikleri ölçtü.

Sağlıklı plaksız arterlerin duvarlarıyla karşılaştırıldığında, plak birikiminde 16 kat daha fazla plastik vardı – sadece semptomları olmayan kişilerde. Felç, mini felç veya görme kaybı yaşayan kişilerde ise plak 51 kat daha fazla plastiğe sahipti.

Rhode Island Üniversitesi’nde nörobilimci olan ve çalışmaya katılmayan ancak farelerde mikroplastikler üzerinde çalışan Jaime Ross sonuçları okuduktan sonra BI’a “Vay canına,ama bu hiç iyi değil,” dedi.

“51 kat daha yüksek olduğunu görmek çok şok edici,” diyen Ross, araştırmasında sadece üç kat daha güçlü bir sinyalin ‘çok sağlam ve çarpıcı’ olduğunu sözlerine ekledi.

Plastiklerin damarlarda neye neden olduğu tam bilinmemekle, plak oluşumunda etkili olduğu düşünülüyor.

Bu araştırma henüz hakem incelemesinden geçmedi, ancak Clark, sonuçlarının bazılarını tekrarladıktan sonra bu yıl içinde hakemli bir bilimsel dergide yayınlanmak üzere sunmayı planladığını söyledi.

Gen Aktivitesi Plastiklerle Değişiyor Gibi Görünüyor

Clark bir damar cerrahı, mikroplastik uzmanı değil. Ancak bu çalışma fikrini, yakın zamanda insan beyninin bir kaşık kadar plastik içerdiğini keşfeden meslektaşı Matthew Campen ile konuşarak edinmiş.

Clark, “Birlikte vasküler sistemde, kan damarları içinde nanoplastikler ve mikroplastikler hakkında gerçekten çok fazla veri olmadığını fark ettik,” dedi.

Önceki araştırmalar, atardamar plağında mikroplastik bulunan kişilerin kalp krizi veya felç geçirme ya da ölme olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştu.

Clark, bunun nedenini araştırmak için 48 kişinin karotid arterlerinden, (boynunuzdaki kanı beyninize yönlendiren bir çift süper otoyol) alınan örnekleri inceledi.

Plastik miktarlarındaki fark onu şaşırttı, ancak ekibi başka bir endişe verici eğilim de buldu. Plaktaki çok sayıda plastik içeren hücreler, düşük plastik içerenlere göre farklı gen aktivitesi gösterdi.

Yüksek plastikli ortamda, bir grup bağışıklık hücresi iltihaplanmayı kapatmayla ilişkili bir geni kapatmıştı. Clark’ın ekibi ayrıca, enflamasyonu azaltarak ve plağı stabilize ederek kalp krizi ve felçleri önlemeye yardımcı olduğu düşünülen bir grup kök hücrede de genetik farklılıklar buldu.

“Mikroplastikler bir şekilde gen ifadelerini değiştiriyor olabilir mi? Bunu tam olarak ortaya koymak için çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç var ama en azından bu bize nereye bakmamız gerektiğine dair bir ipucu veriyor,” diye ekliyor Clark.

Hastalıkların arkasındaki genetik mekanizmalar konusunda uzmanlaşan Ross, daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu kabul etmekle birlikte, “mikro plastiklerin damar plaklarıyla alakalı, ” düşündüğünü de sözlerine ekledi.

İnsan vücudundaki mikroplastiklerin izlenmesi son birkaç yıldır gerçekleşen yeni bir bilimsel çaba.

Clark’ın ekibi, plastik polimerleri buharlaştırmak ve kütleleri ve diğer özellikleriyle tanımlanabilen ve ölçülebilen daha küçük organik moleküllere parçalamak için plak örneklerini 540 santigrat dereceden daha fazla ısıttı.

Ne yazık ki, plaktaki lipitler, plastik poşetlerden araba parçalarına kadar her şeyde bulunan en yaygın plastik olan polietilene çok benzeyen kimyasallara dönüşebilir.

Clark, “Bu sorunu bildiğimiz için, bu lipitleri uzaklaştırmak ve uzaklaştırıldıklarını doğrulamak için birçok adım attık, böylece polietileni ölçtüğümüzden emin olduk. Yine de, “bu büyük bir sınırlama ve bu tür metodolojilerin sürekli geliştiği kabul edilmeli,” diye ekledi.

Clark, mikroplastikler ve kan damarlarının duvarlarındaki bağışıklık hücreleri arasındaki etkileşimleri daha fazla incelemek için fon bulmaya çalışıyor. Bu araştırmayı karotid arterin ötesine genişletmeyi ve neden-sonuç ilişkisini test etmek için bazı hayvan deneyleri yapmayı umuyor.

“Nereye bakarsanız bakın, insan vücudundaki mikroplastikler hakkında bildiklerimizin neredeyse tamamı şu şekilde özetlenebilir: Oradalar ve eğer varsa ne yaptıklarını daha fazla araştırmamız gerekiyor,” diyor Clark.

Kaynak : https://www.sciencealert.com/study-reveals-a-shocking-amount-of-plastic-in-the-arteries-of-stroke-patients

Daha Fazla Göster

Oğuz Sezgin

Bir bilim sever ve kimyager olarak, internetteki Türkçe kaynak eksikliği görerek Gerçek Bilim’i 2012'de kurdum. Bu sitede gördüğünüz pek çok bilim ve teknoloji haberini ciddi kaynaklardan toplayarak sizin için araştırıyor, çeviriyor ve derliyorum. Gerçek Bilim'deki diğer yazarlar ve ben, her gün baş döndürücü şekilde gelişen bilim ve teknoloji haberlerini size aktarmaktan kıvanç duyarız.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu