
İsveç Lund Üniversitesi’nde bir araştırma grubu, safra asidinin plasenta yolu ile anneden fetüse kan kök hücre üretimini sağlamak için transfer edilebileceğini gösterdi.
Araştırmacılar, laboratuvarda yeni kök ve kan hücreleri üretmek için kan yapıcı kök hücreleri elde etmeyi henüz başaramadılar. Kan kök hücrelerinin vücut dışında üremesindeki asıl problem yapay büyümenin hücrenin endoplazmik retikulumunda (ER) anormal protein birikimine sebep olmasıdır. Bu duruma ER stresi denir ve eğer bu stres şiddetlenir ve kronikleşirse hücre ölümüne sebep olur.
Laboratuvar İlaçları Bölümünde araştırmacı olan Kenichi Miharada, daha önce ER stresinin kimyasal olarak hücre kültürüne safra asidi eklenerek düşürülmesinin mümkün olduğunu gösterdi. Karaciğerde doğal olarak üretilen ve safra kesesinde depolanan safra asitleri, hücre bölünmesi sürecinde protein üretimini desteklemektedir.
Kenichi Miharada : “Kan hastalıklarını tedavi etmede kök hücre geliştirilmeye çalışılması diğer yöntemlerle kıyasla daha güvenli ve hızlıdır. Çünkü bu metot herhangi bir yapay madde kullanımı veya genetik modifikasyon içermez, yalnızca hali hazırda vücutta var olan bir madde içerir.” şeklinde açıklıyor.
Safra asitleri, normalde yiyecekleri sindirmeye yardımcı olmak için yetişkinlerde bulunur. Ancak Kenichi Miharada hamile farelerle yapılan çalışmalarda, fetüste çok fazla miktarda safra asidi bulmuştur.
Kenichi Miharada: “Fetüsler kendi başlarına az miktarda safra asidi üretir, fakat burada çok daha büyük miktarlardan bahsediyoruz. Bu durumda safra asidinin annede üretildiği ve sonra bunun plasenta yoluyla fetüse transfer edildiği görülüyor.” diyor.
Yüksek miktarda safra asidi aslında hücreler için toksiktir, ancak safra asidi plasentaya transfer edilirken bir saflaştırma işlemine maruz kalır ve bu da fetüse yalnızca zararsız safra asidinin ulaşmasını sağlar. Fetal karaciğerde de safra asidinin üretildiği biliniyor, ama neden? Kenichi Miharada, safra asidinin fetal karaciğerde kan kök hücre üretimini desteklediğini ve normal bir şekilde gelişmelerine olanak sağladığını keşfetti. Annenin ilave katkısı ise fetüsün normal gelişimi için önemlidir.
Sonuç olarak Kenichi Miharada: “Hipotezimiz; çeşitli nedenlerle zarar görmüş bir plasentanın ileri yaşlarda lösemi veya kan hastalıklarının oluşumu ile sonuçlanabilir ve bu hipotezimizi araştırmalarımızla desteklemeye devam edeceğiz.” diyor.
Referans:
http://www.sciencedaily.com/releases/2016/01/160129090708.htm
Valgardur Sigurdsson, Hajime Takei, Svetlana Soboleva, Visnja Radulovic, Roman Galeev, Kavitha Siva, L.M. Fredrik Leeb-Lundberg, Takashi Iida, Hiroshi Nittono, Kenichi Miharada. Bile Acids Protect Expanding Hematopoietic Stem Cells from Unfolded Protein Stress in Fetal Liver. Cell Stem Cell, 2016; DOI: 10.1016/j.stem.2016.01.002