Washington Üniversitesi ve Microsoft’tan araştırmacılar, DNA molekülleri içine kedi fotoğrafı , bir kaç fotoğraf ve video kaydetmeyi başardı. Bu gelişme sayesinde normalde bugünün dünyasında devasa bir alışveriş merkezi dolduracak kadar yer kaplayan dijital bilgi, küp şeker boyutunda depolanabilecek.
Bu sistem sayesinde rastgele erişim okunabilirliği ve hata düzeltme protokolleri ile DNA molekülleri içine veri arşivlenebiliyor. Mevcut silikon depolama tekniklerine göre , bu yeni metot milyonlarca kez veriyi sıkıştırarak DNA gibi küçük bir boyuta depolayabiliyor.
“Hayatımızın temel yapıtaşı olan bu akılcı molekül DNA, genlerimize verimli bir şekilde bilgi depoluyor ve canlı sistem bu şekilde çalışıyor. Bu gerçekten küçük ve dayanıklı bir sistemdir. Biz bu sistemi resimler, videolar,dökümanlar için yeniden düzenleyerek yüzlerce binlerce yıl yönetebilecek bir yol geliştirdik,” diyor Washington Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Luis Ceze,
Ceze ve arkadaşları çalışmalarını, bu hafta Atlanta’da açıklayacak.
Araştırmacılar yapılan bir dizi deneyde, resim dosyalarındaki dijital veriyi DNA kodları, adenin,timin,sitozin ve guanine kodladı. Yani dijital verideki ikili kodları 1 ve 0’ları, ATCG dizileri halinde dönüştürmeyi başardı. Resimler ise enteresan, 5 kb’lık bir gülen maymun, 12 kb ‘lık kedi resmi ve 24 kb’lık Avustralya Sidney Limanı resminden oluşuyor.
Dijital veri parçalara bölünerek inanılmaz çok sayıdaki ufak DNA moleküllerine sentezlenerek depolandı. DNA dehidre edilerek uzun süreli saklama sağlanabiliyor. Ekip dosya marka parçalarını DNA’ya yerleştirerek, geniş çaplı kullanılan polimeraz zincir reaksiyonu(PCR) teknolojisiyle veriyi geri alabildi. Bu yöntem sayesinde araştırmacılar tüm DNA kodunu okumak yerine aynı bilgisayardaki rastgele erişim belleği(RAM) gibi , baktıkları yerde veriyi sıfırlayabilir.
Ayrıca araştırmacılar hata düzeltme metodu kullanarak XOR(exclusive-or logic) avantajını kullandı. Sonuç olarak resimler, bir bayt bile kayıp yaşanmadan yeniden oluşturulabildi.
Bir diğer deneyde ise yine Washington Üniversitesi ‘nden bir video “Voices From the Rwanda Tribunal” kodlanarak , yeniden alınabildi. Yani bir video kaydedilebildi.
10 yıldan fazladır dünya çapında araştırmacılar DNA’ya veri yüklemenin yolunu arıyorlar. Daha öncesinde başka bir ekip DNA’ya 53,000 kelimelik bir kitap ve resimlerini kodlamıştı. Diğer ekipse 2013’de William Shakespeare’’in sonelerini kodladı.
Fakat bu son gelişmede son teknoloji kullanılarak rastgele erişim metodu ve sondan-sona sistem tarif edildi. Ayrıca DNA okuma-yazma hata kaynakların detaylıca kaydedildi.
Şimdilik bir DNA sentezleme onbinlerce dolara mal olduğundan, henüz böyle bir teknolojinin yayılması mümkün değil. Fakat DNA bazlı depolama sistemleri çok az yer kapladığı ve DNA moleküllerinin binlerce yıl saklanabildiği düşünülürse , buna değer.
2020’ye kadar tüm dünyadaki dijital bilginin 44 trilyon gigabayta ulaşması bekleniyor.
Kaynak: http://www.geekwire.com/2016/lol-uw-researchers-store-cat-photo-lots-digital-data-dna-molecules/
https://www.sciencedaily.com/releases/2016/04/160407121455.htm
Bir Yorum