Yıldızlar arası yolculuk için ilk adımlar atıldı ama yine de yıldızlar halen çok uzak. Voyager 1 dünyadan 17 ışık saati uzakta ve ışık hızının yüzde 0,006’ sı kadar bir hızla seyahat ediyor . Hesaplandığında 17,000 yıl , bir ışık yılına denk geliyor. Neyse ki, ışık hızında yolculuk için geçmişte yaşanan zorluklar yeni teorik gelişmelerle evrildi ve NASA’ nın test donanımlardaki gelişmeyle sanal olarak uzay-zaman eğrisinin bükülmesi ölçülebildi.
Işık hızı 1994’ e kadar tümüyle kurgusal bir konseptti. Fakat Miguel Alcubierre’ in öngördüğü ışıktan daha hızlı yolculuk (faster-than-light,FTL) teorisiyle bunun mümkün olduğunu gösterdi. Bunun içinse uzay- zamanın düzlemin içinde bir warp balonu yaratarak, süperluminal hızda hareket etmek mümkün olacak.Kulağa sanki bir uçan halıda yolculuk etmek gibi geliyor. Genel kanaat hiçbir madde ışıktan daha hızlı yolculuk yapamaz, uzay-zamanda ışık hızına erişebilecek bir cismin olamayacağı idi. Elimizdeki tek ipucu ise evren yaratılırken, kozmik şişme gerçekleştiğinde uzay zaman genişleme hızının ışık hızından 30 milyon kat daha hızlı olduğu.
Warp etkisi yerçekimsel etkiler kullanarak, uzay gemisinin önündeki uzay-zamanı sıkıştırarak, gerisindeki uzay-zamanı genişletiyor. Bir miktar uzay-zaman warp balonu ile düzleşerek, böylece uzay gemisi sıfır yerçekiminden genişleyen ve sıkışan uzay-zaman dalgasında yüzebiliyor. Bu etki sörf yapmaya benziyor fakat biraz farklı. Sörf yaparken dalgayı neredeyse durağan bir şekilde bekler gibi düşünürsek ama dalgayı beklerken siz de dalgayla aynı hızda gidiyorsunuz gibi düşünün. İşte net etki buna benziyor. Bazı teorik çalışmalara göre, warp balonunun ışık hızından 10 kat daha hızlı gidebileceği söylense de halen potansiyel hızın limiti bilinmiyor.
Aslında prensipte subliminal( ışık hızından daha yavaş) bir warp balonu yaratılarak, yolculuk yapılabilir ise de , ışık hızında yolculuk yapmak varken bu gerçekten zekice bir seçim değil. Buna karşın ışık hızını % 90’ ına bile yakın bir hızda seyahat etmek, halen ancak kitaplarda yazılandan öte değil.
Süperluminal warp motorları negatif enerji gerektiriyor ve warp balonunu basınçla şekillendirerek yönetmesi gerekiyor. Bu tarzdan özelliklere sahip maddeler klasik fizikte yer almıyor. Bununla beraber; kuantum fiziğinde negatif enerji fenomenine ilişkin kayda değer bazı olasılıklar olmasına rağmen, gerekli warp balonunu üretecek kadar uygun gözükmüyor.
Diğer bir problem warp balonu yaratmak için çok büyük bir negatif enerji gerekiyor. Alcubierre orijinal modelinde ise,küçük bir uzay gemisini ışık hızından on kat daha hızlı yol aldıracak kadar bir negatif enerji yaratmak için evrenin tüm kütlesinden daha fazla enerji yaratmak gerekiyor. Fakat model üzerinde yapılan düzeltmelerle enerji gereksinimi birkaç yüz kilogramlık negatif enerjili maddeye düşürüldü. Halen bu maddeyi nasıl elde edeceğimiz bilinmiyor fakat teorinin olabilirliği oldukça arttı.
Negatif enerji ve negatif basınca sahip maddeler genellikle egzotik madde olarak adlandırılıyor ve haklarında hiçbir şey bilinmiyor. Buna rağmen, diğer bir olasılıkta karanlık enerji kullanarak uzay-zamanı genişletmek. Artık karanlık enerjinin varlığı kabul ediliyor. Karanlık enerjinin evreni genişleten en büyük enerji olduğu biliniyor. Evranin yaklaşık dörtte üçü karanlık enerjiden oluşuyor ve bir litre karanlık enerjinin gücü on hidrojen bombasına denk geliyor. Böylece karanlık enerjiyle çalışan warp motorları kolaylıkla bu görevin üstesinden gelebilir.
İşte bu nedenle imkansız olduğu anlamına gelmez. Bütün her şeyi bir persfektife koyarsak, manyetizmayı düşünmek lazım. Yıldızlararası manyetik alan bir nanoTesla kadar yani, dünyanın manyetik alanının binde ellisi kadar. Bütün bunları bilsek bile, manyetizmayla pratik açıdan mücadele etmek oldukça farklı. Buna karşın, ufak bir nadir dünya mıknatısı, yıldızlararası alandan 100 milyon kat daha güçlü olabilir. Fakat bu olasılıkları göz ardı etmek pek mantıklı değil.
Bütün warp balonlarını açmak ve kapamak halen bilinmeyen zorluklar içeriyor. Sadece bu prosesi birleştirmek değil, modelleri analize etmekte oldukça komplike. Ayrıca warp balonları simetrik olduğundan, hangi yöne hareket edileceğine karar vermek lazım. İşte bu ikileme warp balonları için olan rölativistik teoriyi yeniden düzenleyerek çözüm getirilebilir fakat teorik analiz yanlış olacaktır. Fakat hataların sonucu kaybetmeden düzeltilebileceği yeterince açık değil.
Diğer problemlere gelecek olursak,superluminal warp motorları warp alanını ön tarafta oluşturmalı ki, ışıktan daha hızlı seyahat edilebilsin. Eğer mekiği süperluminar warp balonunun içinde kontrol etmek imkansızlaşırsa, bu uzay mekiğinin sonsuza kadar yolculuk etmesine neden olabilir ta ki bir şeylere çarpana kadar. Warp balonu dışarıdan herhangi bir nesneye çarparsa ne olacağı hakkında hiçbir fikir yok.
Pek çok modelde süperluminar warp balonların ayrıca görünmez olay ufukları (normalde kara deliklerde olur) yaratarak, yüksek derecede Hawking radyasyonu üreteceği belirtiliyor. Bazı bilim adamları mekiğin bu radyasyon nedeniyle yanacağını bazıları ise problem teşkil etmeyeceğini düşünüyor. Bu tarz problemler aşılacağa benziyor.
Warp balonu yapılmadan önce , farklı türden fiziksel girdilerin uzayı gerçekten nasıl bükeceğini bilmek iyi olurdu. İşte bu niyetle NASA yeni White-Juday Warp Alanı İnterferometresi (WFI) kullanıyor. WFI sıradan bir interferometre , nanometreye kadar uzunluk değişimlerini ölçebilecek kadar hassas. Bu durumda aynaları hareket ettirmekle yol uzunluğu değişmezken, çok küçük deneysel bir boyutta uzay-zaman bükülebiliyor. Uzunluk değişimlerinde milyonda bire kadar hassaslıkla değişim ölçülebiliyor.
Cihaz ilk olarak ekstrem yüksek voltaj halka elektrotunda yaratılacak elektrik alanda olan bükülme olup olmayacağını test edecektir. Eğer gerçekleşirse, sonuç olarak, yukarıda soldaki optik sinyalin benzeri görülecektir. Sinyal analiz edilir edilmez, yüklenen halkanın bükülme miktarıyla oluşturduğu konum fonksiyonu görülecektir.
Pratik açıdan warp hızı hakkında oldukça çok efor sarfedilip, mümkünlüğü küçük çapta da olsa kesinleştirilmelidir. 2022 ‘ ye doğru Alcubierre-stili ışık(warp) hızında yolculuğun mantıksal açıdan mümkünlüğü büyük oranda kesinleşecek.
Kaynak: http://www.gizmag.com/warp-drive-bubble-nasa-interstellar/24392/
ÖRÜNTÜ EVREN TEORİMDE BELİRTTİĞİM GİBİ ELEKTRONUN ALT PARÇACIKLARININ ÜÇ BOYUTLU BİR ZİNCİR GİBİ YAPTIĞI ÖRÜNTÜ EVRENDE BOŞLUK YARATMANIN EN KOLAY YOLU ÇEVRESİNDE PARÇACIK HIZLANDIRICI OLAN UÇAN DAİRE ŞEKLİNDE ARAÇ YAPMAK. HIZLANDIRICIDAN ÇIKAN AZ MİKTARDA PARÇACIĞIN HIZLA DÖNEN ARACIN ÇEVRESİNDE BOŞLUK OLUŞTURMASI VE KENDİNİ SIKICA SARAN UZAYIN İÇİNDE IŞIKTAN HIZLI HAREKET ETMESİ MÜMKÜN. BU KADAR KÜÇÜK PARÇACIK HIZLANDIRICI İSE DEMİR MOLEKÜLLERİNİN CARBON NANOTÜPLERDEKİ GİBİ ÜÇ BAĞLA BİRBİRİNE BAĞLANARAK ELDE EDİLEN ELEMENTLE YAPILACAK.BU ELEMENT BU GÜNKÜ HIZLANDIRICILARDA DEMİR ATOMLARININ PARÇALANMADAN BİRBİRLERİNE ÇARPTIRILMASI İLE ELDE EDİLECEK. DEMİRİN SIRRI BUDUR.
QUANTUM MOTORU BENİM DOLU EVREN TEORİMİ DESTEKLİYOR.BUNU CERN E BİLE YAZDIM KİMSE KAALE ALMADI. EVREN ELEKTRONUN YAPI TAŞI PARÇACIKLARIN YADA DAHA ALT PARÇALARIN 3 BOYUTLU ÖRÜNTÜSÜ İLE KAPLI.TÜM GÖK CİSİMLERİ BU ÖRÜNTÜ İÇİNDE YÜZÜYOR.IŞIK BU ÖRÜNTÜNÜN DALGALANMASI HIZI BU YÜZDEN SABİT.YERÇEKİMİ BU ÖRÜNTÜNÜN BÜKÜLMESİ İLE OLUYOR. 100.000 IŞIKYILI SAMANYOLUNUNUN MERKEZİNDEKİ ÇEKİM GÜCÜNÜ BÖYLE AÇIKLADIM.KARADELİK BU ÖRÜNTÜYÜ BOZARAK IŞIĞIN DALGA HAREKETİNİ ENGELLİYOR.ÖRÜNTÜNÜN İÇİNDE BOŞLUK AÇARSAN IŞIK HIZINI GEÇERSİN (ALTUZAY) BİRGÜN ÖRÜNTÜ EVRENİN DAĞILMASI İLE YOK OLACAK (EVRENİN SONU)
GALAKSİLERİN NÖRON BENZERİ DAĞILIMI ÖRÜNTÜNÜN DÜZENLİ OLMADIĞI GİBİ ARALARINDA BOŞLUKLARIN OLACAĞININ GÖSTERGESİ (WORM HOLE) ALT UZAYDA ZAMAN VE MEKAN YOK ATOMALTI PARÇACIKLARININ QUANTUM ÖZELLİKLERİNİN SEBEBİ BU. O UZAYDA PARTİKÜLLER SÜREKLİ ÇARPIŞMA VE KAOS HALİNDE.BİZİM EVRENİMİZİ KORUYAN İŞTE BU ÖRÜNTÜ.EVREN BAŞLANGIÇTA BU ÖRÜNTÜNÜN DİĞER UZAYDAN FIŞKIRMASI ŞEKLİNDE OLUŞTU VE ARKASINDAN KAOS UZAYI TARAFINDAN SÜREKLİ İTİLİYOR (KARANLIK ENERJİ) BANA GÖRE KARANLIK MADDE BU 3 BOYUTLU ÖRÜNTÜ.TÜM EVRENİ BİR ARADA TUTTUĞU GİBİ ELEKTROMANYETİK ALANDA ELEKTRONA DÖNÜŞME ÖZELLİĞİNE SAHİP.
EVRENİ BÜKMEK YÖNETMEK İŞTE BU. BANA GÖRE BU ÖRÜNTÜNÜN ÜZERİNDE EN BÜYÜK HAKİMİYET DEMİRLE MÜMKÜN. DEMİRİN CARBON NANO TÜPLERDEKİ GİBİ 3 BAĞLI MOLEKÜLÜNÜ YARATMAK YADA 4 YADA ELMASTAKİ GİBİ 6 BAĞLI ŞEKLE GETİRMEK EVRENİN ÖRÜNTÜSÜNÜ ŞEKİLLENDİRMEK DEMEK. YILDIZLARIN MERKEZİNDE OLUŞAN DEMİRİN KARADELİK OLUŞURKEN DAHA FAZLA BAĞLA BİRBİRİNE BAĞLANMASI MÜMKÜN. DAHA YOĞUN DEMİR MOLEKÜLÜ DAHA YÜKSEK ÇEKİM GÜCÜ DEMEK. KARADELİK ÖRÜNTÜYÜ ÖYLESİNE SIKIŞTIRIYOR Kİ SARMAL LASTİĞİN DÖNDÜRÜLEREK UZATILIP ÇEKİLMESİ GİBİ ÖRÜNTÜ HAREKETİNİ NEREDEYSE KAYBEDECEK NOKTAYA GELİYOR YİNEDE IŞIKTAN DAHA KÜÇÜK DALGA BOYLARINA SAHİP X IŞINI GİBİ OLUŞUMLAR BU ÖRÜNTÜDE HAREKET EDEBİLİYOR.
Bana göre Warp motoru sadece teorik bir tasarımdır. Doğruluğunu kanıtlamak günümüz için imkansızdır. En basit anti yerçekimi kuvvetini keşfedemediler ve bu tip uçuk hayallerle avunuyorlar. Ben üzerinde 5 yıldır çalıştığım anti yerçekimi sistemini en geç iki yıla kadar insanoğluna armağan etmek için çalışmalarımı hızlandırdım. Bu bir şaka değildir, beni bekleyiniz.
..