Tüm dünyada koloni çöküş sendromu nedeniyle her gün büyük miktarda arı kaybediliyor. Bu da küresel ekosisteme ve tarıma onarılamayacak hasarlar bırakıyor. İşte Teksas Üniversitesi’nden bilim insanları, arıların koloni çöküş sendromundan ölmesine neden olan, iki temel problemi çözmek için genetiği modifiye bakteriler tasarladı.
Arıların ölmesinin en büyük nedeni Varroa akarları(mite) ve kanatları deforme eden virüstür. Varroa akarları arıların sırtlanarak yapışarak, onların yağ stoklarıyla beslenen ve onları ciddi bir şekilde zayıflatan parazitlerdir. Eğer bu parazitler yeterince çoksa, arı kolonisini çökertebilir.
Bu akarların yarattıkları zarar yetmezmiş gibi, bu parazitler bir de kanatları deforme eden virüsler gibi hastalıkları taşıyabiliyor. Bu virüs nedeniyle arıların kanatları kullanılmaz hale gelir ve uçamazlar, tam anlamıyla kanadı kırılmış ve aciz duruma düşerler. Yeni araştırma ise bu parazitlerle savaşmak için, genetiği değiştirilmiş bakteri kullanmaya dayanıyor.
Aynı insanlar gibi arıların da mikrobiyomları var. Bilim insanları bu mikrobiyomu ayarlayarak, koloni çöküş bozukluğuyla savaşabileceklerini düşündüler. Araştırmada Snodgrassella alvi adı verilen arılara yararlı olan bir bakterinin genetiği düzenlendi.
İki Bakteri Suşu Geliştirildi
İki farklı bakteri suşu tasarlandı. Biri RNA interferansını tetikleyerek bağışıklık sistemini tetikliyor ve kanat deforme eden virüse karşı arının daha iyi savaşmasını sağlıyor. Diğer bakteri ise arıların bağışıklık sistemini,varroa akarlarına karşı uyararak onların ölmesini sağlıyor.
Arılar üzerinde yapılan testlerde her modifiye bakteri verildiğinde,10 günden uzun süre izlendi. İki test grubu da deforme kanat virüsüyle enfekte edildi. Bir grup modifiye bakteriyle tedavi edilirken, kontrol grubu tedavi edilmedi. Tedavi edilen arıların , kontrol grubundaki arılara kıyasla 10 günlük süreçte % 36,5 daha fazla hayatta kaldığını gözledi. Parazit bulaştırılan kolonilerde ise kontrol grubuna kıyasla, tedavi edilen gruptaki arıların % 70’inden fazlası 10 gün içinde öldü.
“Bu sayede dünyada ilk kez arıların sağlığı, genetik olarak değiştirilmiş mikrobiyomla iyileştirildi”, diyor araştırmanın ilk yazarı Sean Leonard.
Ekip bu yöntemin geniş çaplı uygulanabilir bir yöntem olduğuna inanıyor. Çünkü bakterilerin çoğaltılması kolay olduğundan ölçeklenebilir bir tedavi olduğuna inanılıyor. Tabi yine de bazı küçük riskler de mevcut. Eğer genetiği değiştirilmiş organizmalara vahşi doğaya karışırsa, bunlar arı mikrobiyomu için eşsiz olduğundan problem olabilir. Araştırma ekibi çalışmayı güvenli hale getirmeye çalışıyor.
Araştırma Science dergisinde yayınlandı.
Kaynak: University of Texas at Austin
Bir Yorum