En yaygın olan kanser türlerinden biri olan akut miyeloid lösemi (AML) kemoterapiye dirençli bir kanserdir. Science Translational Medicine’de yayınlanan yeni bir makalede, FDA tarafından onaylanmış bir diyare(ishal) ilacının kemoterapiye direnci azaltarak, ilaçların lösemi üzerindeki etkisini arttırabileceğini ortaya koydu. İnsan AML hücresi verilen farelerde, olumlu sonuçlar alındı.
ABD’de en yaygın kanser türlerinden biri akut miyeloid lösemidir (AML). Amerikan Kanser Cemiyeti’nin verilerine göre her yıl bu hastalıktan yaklaşık 23,000 kişi ölmekte ve en kötüsü de bu kanser kemoterapiye ve diğer ön cephe kanser tedavilerine karşı dirençlidir. Çoğu hasta 5 yıldan uzun süre yaşayabiliyor ama tedavi uzadıkça finansal açıdan zorlayıcı olabiliyor. İşte bu nedenle etkili tedaviler geliştirmek için AML’nin neden direnç yarattığı bulunmalı ve bu direnç ortadan kaldırılmalıydı. Medical Xpress’e konuşan araştırmanın yazarı ve King’s College London Lösemi Biyolojisi’nden Prof. Dr. Chi Wai Eric So:” Kanser gelişiminde DNA mutasyonları etkendir. Buna rağmen, bu mutasyonların kanserojen olması için doğru hücrelerde oluşması gerekir. Bu hücrelerin kökeni kanser biyolojisini anlamada ve daha iyi bir tedavi stratejisi geliştirmede oldukça önemlidir. Bu araştırmada, bu hücreleri yeniden üreterek çok agresif kökenli olarak ayarladık. Yani tedaviye dirençli insan lösemi hücreleri formunda.”
Diyare İlacı Lösemili Farelerin Ömrünü Uzattı
“Bu tedaviye dirençli lösemi hücrelerinin, kemo ilaçlarını dışarıya pompalayan özel bir protein ifade ettiklerini keşfettik. Diyare tedavisi için kullanılan bu antibiyotiği kullanarak bu pompanın aktivitesini baskılayabilir, bu hücreleri tekrardan kemoterapiye duyarlı hale getirebiliriz. Bu tedavi insan lösemi hücreleri verilen farelerini ömrünü önemli ölçüde arttırdı. Bu şuna benziyor; bir soyguncunun sürdüğü arabayı bilirseniz, bu önemli bilgiyi polise verdiğinizde, polis sonraki hareketi tahmin ederek onu kaçmadan yakalayabilir. Kanser hücrelerinin kökenlerini bilmek, onların biyolojileri anlama ve potansiyel tedaviyi bulmada temel ve önemli bir adımdır. “
Bu gerçekten AML hastaları ve lösemi uzmanları için umut verici bir haber. Dr. So bu bulgular ve pratik uygulamaları hakkında oldukça iyimser. “Çok agresif ve dirençli bir lösemiyi hassas hale getirebilen bu antibiyotiğin keşfi, başka tedavi seçeneği kalmayan hastalar için yeni bir umut olacak. Zaten bu antibiyotik şimdiden diyare için kullanıldığından, lösemi için yeniden kullanımı daha hızlı ve kolay olacaktır.”
Normalde bir ilaca FDA onayı almak oldukça uzun bir proses olsa da zaten onaylanmış bir ilacı yeniden başka bir hastalık için kullanmak çok daha kolay olacaktır. Tabi onaylama süreci yine klinik denemelerle başlayacak.
Dr. So’nun bu tedaviden büyük beklentileri var.” Ön klinikte, bu antibiyotiğin kullanımıyla tedaviye direncin üstesinden gelmeyi umuyoruz ve hastalar ön klinik denemelerde faydasını görecek. Aynı zamanda, lösemi hücrelerinin daha kapsamlı karakterizasyonunu sağlayacak ve biyolojilerini daha iyi anlayarak bu hastalıkla savaşta daha iyi hedefler tanımlayacağız.
Eğer bu tedavi AML direncini azaltabilirse, lösemi hastalarının tedavisi kolaylaşabilir.

Araştırma Referansı: Bernd B. Zeisig et al. Functional reconstruction of human AML reveals stem cell origin and vulnerability of treatment-resistant MLL-rearranged leukemia, Science Translational Medicine (2021). DOI: 10.1126/scitranslmed.abc4822
Dergi Bilgisi : Science Translational Medicine