İklim ve dil evrimi arasındaki korelasyon araştırmacılar tarafından keşfedildi. İklim ve dil evriminin arasındaki ilişkiyi bulmak için, dünya çapında sürekli karşılaşılan ve farklı dillerde bulunan insan sesleri ve çevre arasındaki bağlantıyı anlamak gerekir. Bir grup araştırmacının yaptığı da tam olarak budur.
Dilbilimcilerin uzun zamandır tartışa durduğu ilginç bir mesele de iklim ve coğrafyanın dili etkileyip etkilemediğidir. İşin zorluğuysa seslerin değişimine sebep olan etkenleri açıklığa kavuşturmak olmuştur.
Dünyadaki birçok dil sözcüklere anlam vermek için ton ya da ses perdesi yüksekliğini kullanır. Miami Üniversitesi (UM) dilbilimcisi Caleb Everett ve meslektaşları (ses karşıtlıkları için üç veya daha fazla tonlama kullanan) karmaşık tonlamalı dillerin daha çok dünyanın nemli bölgelerinde olduğunu, basit tonlu dillerin gerek kutup bölgesi olsun gerekse çöl olsun daha yaygın olarak kurak bölgelerde bulunduğunu keşfetti.
UM Sanat ve Bilim Koleji Antropoloji Bölümü’nde doçent ve bu projenin baş araştırmacısı Everett “Bence, bu araştırma dillerin nasıl gelişim gösterdiğine dair anlayışımızı bir parça değiştiriyor,” dedi. “Dillerin tamamen iklimle ortaya çıkmadığını, ancak iklimin uzun vadede dilleri şekillendiren etkenlerden biri olabileceğini işaret ediyor.”
“Daha geniş manada, bulgular insanların, bulundukları çok değişik ve zorlu koşullara uyum sağladıkları farklı bilinç dışı yönlerini ortaya koyuyor,” diyor Everett. “Ayrıca bazı iklimlerdeki bazı ses paternlerine sahip gruplara sağlık açısından fayda sağlayabilir, ancak bu fikri ikna edici şeklide ortaya koyabilmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.”
Araştırmada tartışılan çok sayıdaki deneysel detayla desteklenen bir açıklama da, kuru hava solumanın laringeal dehidrasyona sebep olması ve ses teli elastikiyetini azaltmasıdır. Daha ılık ve nemli iklimlerle karşılaştırıldığında kurak iklimlerde –özellikle de çok soğuk iklimlerde- karmaşık tonların ortaya çıkması olasılıkla daha zordur. Sonuç olarak araştırmaya göre, artan frekans düzensizliği (jitter) ve amplitüd düzensizliği (shimmer) de dahil ses sapmaları çok soğuk ya da kuru iklimlerle ilişkilendiriliyor.
Bulgular Proceedings of the National Academy of Sciences’da yayınlandı. Araştırma, insan dillerindeki ses yapılarının uyarlanabilir olduğuna ve iklimden etkilendiğine dair çok sayıda kanıt sunuyor. Bu bulgular, dünya dillerinin yarısından fazlasına ilişkin ve tonaliteyi etkileyen insan larinksinin özellikleri üzerine daha önce yapılmış geniş sayıdaki deneysel araştırmaya ilişkin veriyle destekleniyor.
Ekip, 3 bin 700’den fazla dili inceledi ve karmaşık tonlu 629 dil buldu. Bunların çoğu tropikal bölgelerde, Afrika ve Güneydoğu Asya’yı kapsayan alanlarda, aynı zamanda da Kuzey Amerika’nın, Amazon’un ve Yeni Gine’nin bazı nemli bölgelerinde bulundu.
Kaynak : http://www.sciencedaily.com/releases/2015/01/150123102537.htm
Araştırma Referansı :
- Caleb Everett, Damián E. Blasi, Seán G. Roberts. Climate, vocal folds, and tonal languages: Connecting the physiological and geographic dots.Proceedings of the National Academy of Sciences, 2015; 201417413 DOI:10.1073/pnas.1417413112
Bir Yorum