Hidrojen yakıt hücreleri sıfır-emisyonlu araçlar için potansiyel bir platform olarak kullanılabiliyor fakat verimlilik ve depolama problemlerini de beraberinde getirmektedir. Bu problemlerin ana sebebi ise gaz haldeki hidrojendir. Normal gaz fazında hidrojen kullanmaktansa, formik asit olarak bilinen sıvı haldeki hidrojen taşıyıcıların kullanılması bir süredir fikir olarak ortadaydı. İşte İsviçre’de bulunan GRT Group ve EPFL’den araştırmacılar formik asit bazlı hidrojen yakıt hücreleri üzerine bir prototip geliştirene kadar.
Hidrojen yakıt hücrelerinin boşaltılması hem araçlarda hem de geniş endüstriyel kullanımlarda oldukça hantaldır. Gazın depolanması ve taşınımı için gerekli olan alt yapıyı kurmak da, oldukça zordur. Çünkü depolama yüksek basınçlı olmak zorunda olduğundan, gaza ait özel bir tesisat sistemi de gerekmektedir. Çünkü bu gaz, doğal gaz ile aynı sistemi kullanamamaktadır ve ayrıca sistem sahip olduğu temiz ama düşük enerji yoğunluğundan dolayı bir türlü yaygınlaştırılamıyor.
Bu noktada formik asidin pratik bir çözüm olarak kullanılabileceği düşünüldü. Formik asit, hidrojen ve karbondioksitin basit bir kombinasyonundan oluşur ve normal koşullar altında sıvı halde kalır ayrıca, formik asit zaten tarım ve endüstride yaygın olarak kullanılmakta yani formik asit var olan altyapıya, hidrojen gazından daha rahat bir şekilde entegre edilebilmektedir. Üstüne üstlük, çok yakında güneş enerjisi kullanılarak, CO2’den formik asit üretilmesi de planlanmaktadır.
Formik asit çok etkili bir hidrojen taşıyıcıdır. 1 litre formik asit ile 590 litre hidrojen taşınabilir. Önce sıvı olarak depolanan hidrojen daha sonra gaz halde araca pompalanır ve geleneksel hidrojen yakıt hücrelerini besler. Ayrıca geçen yıl, TU Eindhoven öğrencileri hidrojenle çalışan araçların aldıkları mesafeyi genişletmek için kendi yakıt hücrelerini formik asit aracılığıyla besleyen bir sistem geliştirmiş ve hidrojenle çalışan bir otobüse entegre etmişlerdi.
EPFL’nin geliştirdiği araçta benzeri bir sistemle çalışmaktadır. Önce, formik asit ihtiyaç kadar depolanır. Sonra Hydrogen Reformer (HYFORM) adı verilen kısma gönderilerek burada Rutenyum bazlı katalizör tarafından H2’ye CO2’ye ayrılır. Ve en sonunda buradaki CO2’ler ve H2’ler elektrik üretmek için yakıt hücrelerinin proton değişim membranına (PEMFC) gönderilir. Elektrik üretim aşamasının sonunda çıkan su ve CO2 ise atık bileşenlerdir ama bu bileşenlerde sistem tarafından yakalanıp daha fazla formik asit üretilebilmesi için hidrojenlenerek geri dönüştürülebilir. Ayrıca biyokütle oksidasyonu ile üretilen formik asitte bu sistemde kullanılabilir.
HYFORM-PEMFC olarak anılan sistem şu andaki haliyle her yıl 7.000 kWh elektrik üretmektedir. Aynı zamanda elektrik verimi %45 olup 800 W’lık nominal güce de sahiptir. Araştırmacılar ayrıca yakıt hücrelerinin, karbondioksit salınımı gerçekleştirmediğini, küçük partiküller ve azot oksit üretmediğini ve de tamamen çevre dostu olduğunu belirtiyorlar.
Bunlarla birlikte sistem fazla bakıma ihtiyaç duymadığından, ölçeklendirilebilir ve herhangi bir dış güç kaynağına ihtiyaç duymuyor. Sistemde kullanılan ve kritik öneme sahip olan Rutenyum katalizör ise uzun ömürlüdür ve göreceli olarak daha ucuzdur, fakat araştırmacılar daha ucuz alternatifleri geliştirmek için çalışıyorlar.
Haber Kaynağı: https://newatlas.com/formic-acid-fuel-cell/53887/
2 Yorum