Sorting by

×
BiyolojiTıp ve SağlıkÜtopya

MOLEKÜLLERİN GENÇLİK ÇEŞMESİ KEŞFEDİLDİ

g

İnsanlık uzun zamandan beri daha sağlıklı ve uzun yaşamın çaresini bulmak için uğraşsa da ölümün karşısında hepimiz aciz kalıyoruz. Fakat biyolojik açıdan yaşlanmayı moleküler olarak tespit etmek belki de uzun yaşamanın sırrını çözecek ve ömrümüzü on yıllarca uzatabilecek. İşte Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley ‘ den araştırmacılar , bu konuda moleküllerin gençlik çeşmesi sayılabilecek  yeni bir araştırma yayınladılar.

Yaşlanmaya bağlı hasar, oksidatif strese bağlı olarak telomer yorgunluğuyla ilişkilendiriliyor. Tabi keşfedilen ve halen keşfedilmeyi bekleyen pek çok faktör de buna eşlik ediyor. Berkeley ‘in araştırmasına göre, sirtüin sınıfından proteinler insan dışı canlılarda ( örneğin fareler gibi) yaşlanmayı ve uzun yaşamayı kontrol eden sistemin tam merkezinde bulunuyor.

İşte bu proteinler insanlarda da benzer roller üstleniyor. Araştırmaya göre, SIRT3 sirtüin proteinindeki iki değişken (güçlü antioksidan özellikleriyle biliniyor) var. Fakat asıl enteresan olan ise, 90 yaşını geride bırakan insanlarda bu değişkenlerden sadece biri mevcut. Bu değişken SIRT 3 üretimini arttırıyor. Bu iki değişkenler arasındaki fark ise tek bir genin mutasyonuyla meydana geliyor ve bu bile organizmanın uzun ömürlü olmasını önemli derecede etkiliyor. Bu araştırmaya göre SIRT3 ve uzun yaşam arasında güçlü bir olduğu belirtiliyor.

Moleküllerin gençlik çeşmesi olarak da adlandırılan protein SIRT3 şimdiye kadar bulunan en iyi yaklaşım. Araştırmacılar SIRT3 molekülünü fareden alınan kan kök hücrelerinden üretmeye karar verdiler.

Böylece birinci aşamada SIRT3 geninden yoksun olan fareler yaşlanırken, ne gibi değişimler yaşanacağı gözlendi. Kontrol grubundaki farelerin bir kısmı bu kök hücrelerden yoksunken, diğer fareler normal farelerdi.

Peki yaşlanmada ne gibi farklar mevcut ? Genç hücreler düşük oksidatif strese sahiptir ve vücudun normal anti-oksidan seviyesini koruyarak vücut hasarını engelliyor. Fakat yaşlandıkça antioksidan seviyesini kontrol edemediğinden SIRT3 proteinini arttırmak zorunda kalır. Eğer SIRT3 proteini yeterince salgılanmazsa, yaşlanma hızlanıyor ve ömür kısalıyor.

” Yaşlandığımız zaman, sağlığımız giderek bozulur, ya da diğer bir tabirle daha fazla oksidatif stres üretir ve vücut bunu yok edemediğinden oksidasyon seviyesi giderek yükselir.” diyor Chen. İşte bu nedenle SIRT3 proteini antioksidan sistemi körükler. Buna rağmen, SIRT3 seviyeleri yaşla beraber düşer ve sistem zamana yenik düşer.

Farelerde SIRT3 yokluğunda dejenerasyon hızının giderek arttığı gözlendi.  SIRT3 testleri farklı organizmalara uygulanacak ve sonrasında normal yaşlanma süreciden tecrübe edilecek.

Kaynak : http://www.gizmag.com/berkeley-molecular-fountain-of-youth/26112/

Daha Fazla Göster

Oğuz Sezgin

Bir bilim sever ve kimyager olarak, internetteki eksikliği görerek Gerçek Bilim’i 2012'de kurdum. Bu sitede gördüğünüz pek çok bilim ve teknoloji haberini oldukça ciddi kaynaklardan toplayarak sizin için araştırıyor, çeviriyor ve derliyorum. Gerçek Bilim'deki diğer yazarlar ve ben, her gün baş döndürücü şekilde gelişen bilim ve teknoloji haberlerini size aktarmaktan kıvanç duyarız.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu