Tıp kitapları yeniden yazılacak. Yıllardır gözlerle beyin arasındaki iletişiminde, tek tip sinyal yolu kullanıldığı düşünülüyordu. Fakat yeni yapılan keşfe göre bazı retina hücreleri göründüğünden daha az yol kat ediyor. Northwestern Üniversitesi’nden bilim insanları; alt tip retina nöronlarının, beyne engelleyici(inhibitör) sinyaller yolladığını bulundu. Araştırmacılar önceleri, gözlerin beyne sadece uyarıcı sinyaller yolladığına inanıyordu. (Kısacası: Uyarıcı sinyaller nöronları daha da ateşlerken, inhibitör sinyaller nöronları daha az ateşlenmesine yol açıyor)
Ayrıca araştırmacılar , bu alt tip retina nöronlarının bazı bilinçaltı davranışlardan sorumlu olabileceğini buldu.Işık döngüleri gibi sirkadiyen ritimlerin senkronizasyonunda ve yoğun ışıkta gözbebeğinin küçülmesi gibi bilinçaltı davranışlarda bu nöronlar devreye giriyor. Bu nöronların fonksiyonu daha da iyi anlaşıldığında,ışığın davranışımızı nasıl etkilediğine dair yeni yollar keşfedilebilir.
“Bu inhibitör sinyaller, sirkadiyen saatin loş ışıkta sıfırlanmasını ve gözbebeğinin düşük ışıkta küçülmesini engelliyor. Böylece görüşümüz adapte oluyor ve günlük fonksiyonuna devam ediyor. Bu sonuçlar sayesinde gözümüzün ışıkta nasıl zarifçe duyarlılık gösterdiğine dair mekanizmayı anlamamızı sağlayabilir. Buna karşın, bilinçaltı davranışlarımızın ışığa karşı duyarsızlığıyla da kıyaslanabilir,” diyor araştırmaya liderlik eden Yrd. Doç. Dr. Tiffany Schmidt.
Araştırma 1 Mayıs’ta Science dergisinde yayınlandı.
Araştırmada , Northwestern Weinberg Sanat ve Fen Fakültesi’nde nörobiyoloji alanında Yrd. Doç. Dr. Tiffany Schmidt ve eski doktora sonrası öğrenci Takuma Sonoda araştırmanın ilk yazarı olarak yer alıyor.
Farelerde İnhibitör Retina Nöronları Bloke Edildi
Bu çalışmada Schmidt ve ekibi fare modelinde inhibitör retina nöronlarını bloke etti. Alt tip retina nöronları bloke edilince, loş ışık farelerin sirkadiyen ritimini değiştirmesinde daha etkili oldu.
“İşte bu çevrede ışık değişimleri olduğunda, gözden gelen sinyalin aktif bir biçimde sirkadiyen ritimlerin yeniden düzenlenmesini inhibe ettiğini öneriyor ki, bu beklenmedik bir şeydir. Şöyle bir mantık yürütebiliriz, çünkü çevredeki ışığın parlak/karanlık döngüsünde ufak değişimler olması vücudun tüm sirkadiyen saatini ayarlamayı gerektirmiyor. Sadece ışığın gece-gündüz gibi kalıcı değişimler geçirdiğinde devreye girmesi gerekiyor,” diyor Schmidt.
Ayrıca Schmidt’in ekibi , gözden gelen inhibitör sinyallerin engellenmesiyle farelerin gözbebeklerinin ışığa karşı daha duyarlı olduğunu buldu.
“İşleyen hipotezimiz gereği, bu mekanizma gözbebeklerinin çok düşük ışıkta kısılmasını engelliyor. Retinaya çarpan ışık miktarı arttıkça, ışığın az olduğu ortamlarda görmek daha kolaylaşıyor. İşte en azından bu mekanizma, niçin gözbebeklerin ışığın parlaklığı artana kadar küçülmekten kaçındığını açıklayabilir”, diyor Sonoda.
Araştırma Referansı: T. Sonoda el al., “A noncanonical inhibitory circuit dampens behavioral sensitivity to light,” Science (2020). science.sciencemag.org/cgi/doi … 1126/science.abb7529
Dergi bilgisi: Science
Kaynak:https://medicalxpress.com/news/2020-04-eyes-unexpected-brain.html