
Rochester Üniversitesi’nden bilim insanları göz kırpmanın sadece gözü nemli tutmak için olmadığını keşfetti. Gözlerimizin her kırpılması görsel bilgiyi işlememize görüşü iyileştirmemize yardımcı oluyor. Araştırmacılar bulgularını Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınladılar.
Bir insan dakikada 20 kez ve günde 20000 kez kadar kadar gözlerini kırpar .
Beyin ve Bilişsel Bilimler Bölümü profesörlerinden Michele Rucci, “Göz kırpmalar retinaya giden görsel girdiyi modüle ederek ,görsel bilgiyi etkili bir şekilde yeniden biçimlendirir ve sahnedeki bir noktaya baktığımızda normalde deneyimlediğimizden büyük ölçüde farklı parlaklık sinyalleri verir” diyor.
Göz Açılıp Kapanıncaya Kadar
Rucci ve meslektaşları, insan gözlemcilerin göz hareketlerini izledi .Bu verileri bilgisayar modelleri ve spektral analizle (görsel uyaranlardaki çeşitli frekansların analizi) birleştirerek göz kırpmanın göz kapaklarının kapalı olduğu zamana kıyasla gözlerin gördüklerini nasıl etkilediğini inceledi.
Araştırmacılar, insanların farklı ayrıntı düzeylerindeki desenler gibi farklı uyaran türlerini algılamada ne kadar hassas olduklarını ölçtüler. İnsanlar gözlerini kırptıklarında, büyük ve yavaş değişen desenleri fark etmede daha iyi hale geldiklerini buldular. Yani göz kırpma, beyne görsel bir sahnenin tam bir büyük resmi hakkında bilgi sağlar.
Sonuçlar, göz kırptığımızda göz kapağının hızlı hareketinin retinayı uyarmada etkili olan ışık modellerini değiştirdiğini gösteriyor. Bu da beynimiz için, gözlerimiz açıkken ve belirli bir noktaya odaklandığında oluştuğundan farklı türde bir görsel sinyal yaratıyor.
Rucci’nin laboratuvarında yüksek lisans öğrencisi ve makalenin ilk yazarı olan Bin Yang, “İnsan gözlemcilerin göz kırpma geçişlerinden, bu geçişler tarafından aktarılan bilgilerden tahmin edildiği gibi yararlandığını gösteriyoruz. Dolayısıyla, yaygın varsayımın aksine, göz kırpmalar görsel prosesi bozmak yerine iyileştiriyor ve de uyarıcıya maruz kalmadaki kaybı fazlasıyla telafi ediyor.”
Görüşün Yeniden Gözden Geçirilmesi
Bulgular, Rucci’nin laboratuvarında görsel algı üzerine yapılan ve insanların görme şeklinin duyusal girdi ve motor aktivitenin bir kombinasyonu olduğunu vurgulayan araştırmaları daha da güçlendiriyor. Örneğin ; kokladığımızda ya da dokunduğumuzda vücut hareketlerimiz beynimizin mekânı anlamasına yardımcı olur. Araştırmacılar daha önce görmenin farklı olduğuna inanıyordu, ancak Rucci’nin araştırması görmenin diğer duyulara daha çok benzediği fikrini destekliyor.
Rucci, “Mekânsal bilgi retinadaki görüntüde açık olduğu için görsel algının farklı olduğuna inanılıyordu. Sonuçlarımız bu görüşün eksik olduğunu ve görmenin diğer duyusal yöntemlere sanıldığından daha fazla benzediğini gösteriyor.”
Kaynak : Eurekalert.org