Belki yarın, belki de milyarlarca yıl içinde tüm evren çökerek küçük sert bir küreye sıkışacak. Güney Danimarka Üniversitesi’nden fizikçilerin yaptığı yeni hesaplamalar sonucunda evrenin çökme riskinin daha önce düşünüldüğünden daha büyük olduğunu tespit etti. Yeni araştırma High Energy Physics (Yüksek Enerji Fiziği) dergisinde yayınlandı.
Er ya da geç evrenin kuvvetlerinde yaşanacak radikal bir kayma sonucunda evrendeki en ufak parçacık bile aşırı ağırlaşacak. Dünya üzerinde her kum tanesi, güneş sistemindeki her gezegen ve her galaksi, normalde olduğundan milyonlarca ve milyarlarca kez daha ağırlaşacak ve felaketlere neden olacak. Bütün bu kütle süper sıcak ve ağır bir küre halinde ezilerek çökecek. Böylece bildiğimiz evren artık var olmayacak. Bu şiddetli prosese faz geçişi deniyor. Bu suyun buharlaşması ya da mıknatısların ısıtıldığında manyetik güçlerini kaybetmelerine benziyor. Evrendeki bu faz geçişi sırasında eğer Higgs alanı tarafından Higgs parçacıklarıyla bir balon yaratılırsa Higgs parçacıkları evrenin geri kalanından daha farklı bir değere sahip olacak. Eğer bu değer düşük enerjide ve balon yeterince büyükse, balon bütün yönlerde ışık hızıyla genişleyecektir. Eğer balonun içindeki elementsel parçacıklar kütleye ulaşırsa, balonun dışındakilerden daha ağır olacak ve bunlar bir araya gelerek süper dev (süpermasif) merkezler oluşturacaklar.
“Çoğu teori ve hesaplamalar bu tarzda faz geçişini öngörse de, önceki hesaplamalarda bazı belirsizlikler var. Bu karşın biz daha kesin hesaplamalar yaptık ve iki şey açığa çıktı: Evet evren içine çökebilir ve çöküş eski hesaplamalardan daha da gerçek. Faz geçişi evrenin herhangi bir yerinde başlayacak evrenin her yerine yayılacak. Belki de bu çöküş evrenin bir yerinde başladı ve evrenin geri kalanı da yemeye geliyor. Ya da bu milyar yıl sonra başlayacak,bunu bilemeyiz,” diyor Güney Danimarka Üniversitesi Parçacık Fiziği ve Kozmoloji(Evrenbilim) Merkezi’nden Doktora Öğrencisi Jens Frederik Colding Krog.
Jens Frederik Colding Krog ve meslektaşları faz geçişinin tahminine yarayan üç temel denklemi özellikle yeniden kontrol etti. Beta fonksiyonları adı verilen bu denklemler ışık parçacıkları ve elektronlar arasındaki etkileşimlerin gücü kadar Higgs bozonu ve kuarkların etkileşim gücüyle de alakalı.
Bugüne kadar fizikçiler tek bir denklemle çalışırken, bugün CP3 ile gösterildi ki, üç denklem bir arada gerçekten işliyor her biri bir diğerine etkiyor. İşte bu üç denklemi kullanıldığında faz değişiminin sonucu olarak çökme olasılığının, tek bir denklem kullanıldığında olduğundan daha yüksek olduğunu gösterdi.
Bu faz geçişi teorisi sadece evrenin çöküşünü tahmin eden bir teori değil. Bu teori aynı zamanda evrenin oluşumuna isim veren Büyük Patlama’ dan temel alınarak Büyük Çöküş ‘Big Crunch’ olarak adlandırılıyor. Büyük patlamadan sonra bütün materyal küçük bir bölgeye enjekte edildi ve bu nedenle genişleme halen devam ediyor. İşte bundan dolayı genişleme bir gün duracak, bütün materyaller yeniden bir diğeriyle etkileşime girmeye başlayacak ve sonunda her şey birleşerek küçük bir bölgede toplanacak. İşte buna ” Büyük Çöküş “deniyor.
“Son yapılan araştırmalar evrenin genişlemesinin hızlandığını gösteriyor, bu nedenle kozmolojik açıdan evrenin çökmesi için hiç bir neden yok.Bu nedenle muhtemelen Büyük Çöküş evrenin çökmesine neden olmuyor,” diyor Jens Frederik Colding Krog.
Yeni hesaplamalar evrenin çöküşünü yeniden öngörse de, bunun gerçekte hiç yaşanmama olasılığı da var. Faz geçişinin yaşanması için ön koşul; Higgs parçacığı dahil bugün evrende bugün bildiğimiz öz parçacıkların mevcut olmasıdır. Eğer evrende halen keşfedilmemiş parçacıklar varsa, bu da faz geçişine ait tahmini geçersiz kılar.
“Böylece çöküş iptal olur,” diyor Jens Frederik Colding Krog.
Son yıllarda yeni parçacıkların keşfi revaçta. Sadece 1-2 yıl önce Higgs parçacığının keşfedilmesi (CERN’ de) , yüksek enerji fiziği alanında araştırmalarını tetikleyerek, yeni parçacıkların arayışına soktu. CP3′ te bazı fizikçiler Higgs parçacığının öz parçacık olmadığında yanılsa da, Higgs techni-kuarklar adı verilen çok küçük parçacıklardan ibaret.
Ayrıca süper simetri teorisi de keşfedilmemiş parçacıklar olduğunu öngörüyor. Bu teoriye göre de elektron için selektron, foton için de fotine vb… Gerçi son bulgular bu teoriyi de zayıflattı.
Bu araştırmadan Büyük Çöküş yani bildiğimiz adıyla kıyametin olasılığının yükseldiğini görüyoruz. Fakat her şeye rağmen bugün “Büyük Çöküş” tahmin edilemiyor. Bence sicim teorisi gibi teoriler oldukça “Büyük Çöküş” gibi sonlara halen çok var.
http://youtu.be/0lyqoWgB5kg
Kaynak : http://www.sciencedaily.com/releases/2013/12/131212113034.htm
Araştırma Referansı :
- Oleg Antipin, Marc Gillioz, Jens Krog, Esben Mølgaard, Francesco Sannino. Standard model vacuum stability and Weyl consistency conditions. Journal of High Energy Physics, 2013; 2013 (8) DOI: 10.1007/JHEP08(2013)034