Günlük yaşantımızdaki olayları unutmak kolaydır, fakat tatsız olaylar beynimizde derin izler bırakabilir. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan yeni bir bilimsel çalışma, kötü deneyimlerin, beynin amigdala denen bir bölgesinde nöral bağları değiştirerek, korku anılarını tetikleyen sinyallere dönüştüğü nöral bir mekanizma saptadı. Bu bulgular, “Hebbian plastisite” denilen, beynin anıları nasıl oluşturduğuyla ilgili uzun zamandır var olan teorinin kısmen doğru olduğunu ancak ilk ortaya konulduğu şekildeki kadar basit olmadığını gösterdi.
Japonya, RIKEN Beyin Bilim Enstitüsü’nden Joshua Johansen ve New York Üniversitesi bilim insanları Lorenzo Diaz-Mataix ve Joseph LeDoux tarafından yürütülen çalışma, birbirine bağlı ve elektriksel uyarıları başlatan nöronların eş zamanlı olarak bir anı oluşturmak için bağlantılarını güçlendirdiğine ilişkin 1949’da Kanadalı psikolog Donald Hebb tarafından ortaya atılmış çok kabul gören bir teoriyi sınadı. Beynin hazır bulunma halinin az olduğu önceki çalışmalarda, “Hebbian plasticity” olarak isimlendirilen süreç nöronlar arasındaki bağların gücünü artırabileceğini göstermişti. Ancak hayvanlarda anı oluşumu sürecinde bunun araştırılması yapılmadı. Bu soruna doğrudan bakmak için, korkuyla ilgili anıları kaydetmesiyle bilinen nöronların rastlantısal elektrik uyarımın nöral bağlardaki değişimleri ve anı oluşumunu başlatmak için gerekli ve yeterli olup olmadığını ekip araştırdı.
Araştırmacılar, korkuyla ilgili anıların depolandığı amigdala denilen beynin bir bölgesinde elektrik aktiviteyi durdurmak için optogenetik isimli bir teknik kullandılar – hayvanların bir ses tonuyla orta şiddette bir elektrik şokunu bağdaştırmayı öğrenmesinde olduğu gibi-. Hebb’in teorisine paralel şekilde, elektrik aktiviteyi kesmek anı oluşumunu azalttı, ayrıca işitme sinirleri ve amigdala hücreleri arasındaki bağların güçlenmesini engelledi.
Ancak, şok vermekten vazgeçtiklerinde ve bunun yerini amigdala nöronlarının optik uyarımı aldığında hiç öğrenme gerçekleşmedi. Şaşırtıcı şekilde, dikkat için gereken nöradrenalin olarak bilinen nöromodulatördeki hücre yüzeyi alıcıları aynı zamanda aktive edildiğinde öğrenme kalıcı hale geldi. Sonuçlar, Hebbian mekanizmasının önemli olduğunu ancak anı oluşumunda yeterli olmadığını, bununla birlikte nöradrenalinin eş zamanlı olarak aktive edilmesi gerekliliğini ortaya koydu.
Johansen’e göre, “Bu çalışma işleyen beyindeki anı oluşumuyla ilgili kabul gören bir hipotezin doğruluğunu ilk ölçen testlerden bir tanesini temsil etmektedir. Bu çalışmalardan elde edilenler hipotezin genel ilkesini destekliyor, fakat nöradrenalin gibi diğer faktörlerin de çok önemli olduğunu gösteriyor.” Bu araştırma, mesela bir köpek tarafından saldırıya uğramak gibi hoşa gitmeyen deneyimlerin, beyin tarafından nasıl duygusal korku anılarına dönüştürüldüğüne dair yeni bir perspektif sunuyor. Ayrıca, araştırma, beynin diğer bölgelerinde anı oluşumunu düzenlerken oluşan genel süreci de yansıtıyor olabilir. Daha geniş kapsamda, korkular, kaygı bozukluğu ya da travma sonrası stres bozukluğu gibi, tıbbî açıdan sağlığa zararlı hâle geldiğinde korkuyla ilgili anıları tam olarak denetleme yetisi, bunları tedavi etmede yardımcı olabilir.
Kaynak:
http://www.sciencedaily.com/releases/2014/12/141208152514.htm