
Her ne kadar yumurta fiyatları ülkemizde gün geçtikçe artsa da, Omega-3 için en iyi kaynaklardan biri yumurta ve balıktır. Yeni yapılan bilimsel bir çalışmada, poli-doymamış yağ asitlerinin(PUFA- polyunsaturated fatty acid), yaşlanmayı yavaşlatıcı etkileri olduğu gözlendi. Aralarında Avustralya Monash Üniversitesi ve İsviçre Zürih Üniversitesi’nden bilim insanlarının 70 yaş üstü ve 5 farklı Avrupa ülkesinden 777 kişi üzerinde yaptığı araştırmada, Omega 3’ün hücresel yaşlanmayı durdurabileceği bulundu. 3 yıl boyunca süren araştırmada, yaklaşık 2,9-3,8 ay kadar biyolojik saatin ilermemesini durdurduğu tespit edildi.
Kapsamlı çalışmada 777 yetişkin arasında omega-3, D vitamini ve egzersizin (haftada üç kez yarım saat) farklı kombinasyonlarını içeren sekiz tedavi yöntemi test edilmiştir. Araştırmacılar, çalışmanın tamamlanmasının ardından alınan kan örneklerinin, omega-3, D vitamini ve egzersiz programı verilenlerin örneklerinde önemli bir fark gösterdiğini, PUFA’nın dahil edildiği gruplarda ise sadece D vitamini verilenlere kıyasla iyileşme olduğunu tespit etti.
Ayrıca, her üç tedaviyi de alan katılımcılar, kanser riski ve kırılganlık açısından diğer kohortlardan çok daha iyi puan aldı.
Ekip, kan ve doku biyo-belirteçleri aracılığıyla biyolojik yaşı ölçen birkaç epigenetik saat kullandı ve omega-3’ün bu ölçümlerin dördünden üçünde (PhenoAge, GrimAge2 ve DunedinPACE) faktör olduğunu buldu.
Araştırmacılar, “Çalışmamız, PhenoAge’e dayalı olarak omega-3, D vitamini ve egzersizin ek bir koruyucu etkisiyle birlikte, omega-3 tedavisinin çeşitli saatlerde üç yıl boyunca biyolojik yaşlanmayı yavaşlatma üzerinde küçük bir koruyucu etkisi olduğunu göstermektedir. Daha düşük omega-3 başlangıç seviyesine sahip bireylerin daha büyük epigenetik değişimler sergilediğinin gözlemlenmesi, kişiselleştirilmiş yaklaşımlar için durumu daha da güçlendirmektedir.”
Bilim insanları uzun yıllardır omega-3’ü mikroskop altında incelemekte ve birçok kansere ve arteriyel plaklara(kalp damarlarını tıkayan plaklar) karşı kalkan oluşturabileceğini öne süren araştırmalar yapmaktadır. Hatta son zamanlarda agre bastırılmasıyla da ilişkilendiriliyor. Bununla birlikte, faydalarının abartılmış olabileceğini, hatta kalp sağlığı çalışmaları ve kanser bulgularıyla çeliştiğini tespit eden çok sayıda makale var. Esasen kesin olarak bildiğimiz tek şey, doğal olarak oluşan bu yağ asidi hakkında aslında çok fazla şey bilmediğimizdir.
İsviçre’deki bu araştırmaya katılanların günde sadece bir gram gibi düşük bir omega-3 dozuna bağlı kalmaları gerekiyordu. Eğer yumurta şimdilik söz konusu değilse, keten tohumu, somon balığı, ceviz ve tabii ki takviyeler seviyeleri yükseltebilir.
Çalışmada biyolojik yaşlanmayı ölçmek için standart bir ölçütün olmaması ve Avrupa merkezli deneme katılımcıları gibi sınırlamalar olsa da, yaşlanan hücre sağlığına faydalarını gösteren hayvan deneylerinin ardından omega-3 için umut verici bir işarettir. Ayrıca ‘sağlıklı yaşlanmayı’ değerlendirmek için sadece yılların değil, moleküler biyobelirteçlerin de önemine işaret ediyor.
Araştırmacılar, “Biyolojik yaşlanmadaki küçük değişiklikler bile, eğer sürdürülürse, toplum sağlığı üzerinde önemli etkilere sahip olabilir,” sonucuna vardı.
Çalışma Nature Aging dergisinde yayımlandı .
Kaynak: Zürih Üniversitesi, Scimex