Gezegen avcısı Kepler teleskopunun, 1480 ışık yılı uzaktaki KIC 8462852 adı verilen yıldızın etrafında belirlenen tuhaf bir sinyalin ya da halkanın akıllı varlıklar tarafından ,diğer bir tabirle uzaylılar tarafından inşa edilmiş olabileceği spekülasyonuna neden oldu.
Analiz : Kepler Uzaylıların Dev Yapısını mı Keşfetti ?
Kepler’in tespit ettiği bu geçiş sinyali doğal bir fenomene benziyor. Bir dış gezegen veya başka bir şey yıldızın önünden geçerse Kepler yıldızın ışığında hafif bir kararma tespit ediyor. İşte Gezegen Avcıları Topluluğu tarafından bu sinyal “garip “olarak adlandırıldıktan sonra , araştırmacılar bu kararmaya neden olan önemli ve belirleyici muhtemel mekanizmayı bulmaya çalıştı.
Yıldızın parlaklığındaki azalmasındaki doğal nedenler Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde 11 Eylül’de yayınlandı . Astronomlar muhtemel gezegen çarpışmasından kaynaklanan bir parçaların , dairesel halkaların, yıldız lekelerini ve kuyruklu yıldız kümeleri bakarak nedeni bulmaya çalıştı. Bütün olasılıklar değerlendirildi son sonuç hariç hiçbiri tatmin edici değildi. Öyle görünüyor ki, kuyruklu yıldız kümeleri bu tuhaf geçiş sinyali gibi çoğu gizeme cevap olabilir. KIC 8462852’e oldukça yakın olan (1000 AU) bir yıldızın bu yaklaşma esnasında bazı yerçekimsel düzensizliklere neden olarak, yıldıza muhtemel bir küme kuyruklu yıldızı göndermiş olma olasılığı var ki, bu da Kepler’e ulaşan yıldızın ışığını % 22 karartmaya yetiyor.
Bu dış kuyruklu yıldız açıklaması mantıklı görünüyor. Daha öncesinde de dış kuyruklu yıldızların yıldızlar etrafında varlığı tespit edilmesine rağmen; F tipi bir yıldızın ışığını kesebilecek kadar büyük bir kuyruklu yıldız kümesi ilk kez tespit ediliyor. Bu yıldız güneşimizden % 50 daha büyük.
Buna rağmen , bu gibi bir gözlemin gerçekten büyük bir şans eseri NASA’nın Kepler teleskopunun doğru zamanda, doğru yere baktığını gösteriyor. Çünkü bu türde bir gözlemin olma olasılığı ancak 150,000’de 1.
Salı günü Atlantic’te yayınlanan makaleyle bilimsel işleyişe aykırı, daha olanaksız şeyler aranmaya başlandı. Yapılan yorumlardan biri KIC 8462852 ‘daki yapılan gözlemin kuyruklu yıldızlar değil uzaylılar olduğu savunuldu.
Araştırmanın baş yazarı Yale Üniversitesi’nden doktora sonrası araştırmacı Tabetha Boyajian, Atlantic’e konuşarak, bu tuhaf geçiş halinde farklı senaryolar olabileceğini belirtti. Sonrasında Penn State Üniversitesi’nden astronom Jason Wright , bu konuyla ilgili diğer bir senaryonun olduğunu savundu. Bu geçiş sinyali büyük yapay bir kurulumdan geliyor olabilir ,dedi.
Atlantic’ten alıntı :
Wright ve diğer yazarlar bu sıra dışı yıldız ışığı deseninin, mega yapılardan geldiğini , bunun belki yıldız ışığı toplayıcıları olabileceğini, bu sayede yıldızdaki enerjiyi depoladığını belirtiyor.
Fakat daha önce Discovery News raporunda belirtildiği gibi; bu sinyalin gerçekten yapay olması gerekir ki, bu gelişmiş akıllı uzaylı yaşam formuna ilişkin ilk kanıt olabilir. Böylece 2. Tip Kardashev uygarlığına işaret ediyor. Diğer olasılıklar yetersiz kalsa bile bu uzak bir olasılık, o zaman neden bu uzaylı hipotezinin test etmiyorlar ?
Uzaylı Spekülasyonu
Peki ya sonra? Maalesef Kepler’in birincil görevi bitti ve elimizde KIC 8462852’den kalan 4 yıllık geçiş verisi var. Elimizde sadece çalışılacak 2 anahtar geçiş olayı daha var. İlk yıldız ışığı kısılması 2011’de bir haftalığına oluştu ve sonrasında ikinci önemli varyasyon serisi birkaç aylığına 2013’de gözlendi. Elimizde şimdilik sadece bunlar var.
Araştırmacılar bu dünya dışı yaşam formu kampanyasını devam ettirmek için radyo teleskoplarını kullanarak, yapay dünya dışı yaşam formlarını arayacaklar. Yine de bu da yapay sinyalleri tespit etmek için yeterli değil ve uzaylı bir uygarlık bulduğumuz anlamına gelmez.
13 milyardan daha yaşlı olan galaksimiz milyarlarca yıldız, sayısız gezegen içeriyor. İnsanlık bu ufacık fraksiyondan evrilerek, birkaç yüzyıldır göklere kafasını çevirmiş durumda. Diyelim ki KIC 8462852 yıldızında gelişmiş uzaylılar bir yıldız santrali kurdular ki, buradaki zamanın kesri inanılmaz derecede az. Diyelim ki ; radyo sinyalleri elleri boş döndüler, ama nesnenin gerçekten yapay bir mega yapı olduğu kanıtlandı. Bu durumda burada uzaylı bir yaşam formunun kalıntıları kalmış olabilir. Yani gelip geçmiş , eski bir uygarlık olabilir.
Uzaylı yapımı şeyler aramak yeni bir fikir değil. SETI’nin (Dünya Dışı Akıllı Yaşam Formu Arama) uzantıları olan SETA (Dünya Dışı Yapı Arama) ve SETT(Dünya Dışı teknoloji ) ‘nın geçenlerde buna benzer projelerinden birinde galaksimizde, enerjisinin tümünü yıldızınından elde eden gelişmiş uzaylılardan yoksun olduğu yönünde bağlandı.
Stephen Hawking bile bu geçiş sinyallerine karşı bizi uyarmıştı. Uzaylıların bizi istila edip yok edebileceğini savunmuştu. Fakat bu yıldızın ışığı 1500 ışık yılı uzaktan geliyor, eğer uzaylılar 1500 yıl önce dünyaya gelmiş olsa M.S 500 yılında Roma imparatorluğu ya da Pers imparatorluğuyla karşılaşacaklardı ki onlar bu şekilde sinyalleri izleyemiyorlardı bile. İşte bu nedenle yıldızlar arası uzaklıklardan akıllı yaşam formlarının dünyaya ulaşması oldukça şüphe dolu.
Peki ya kaynaklarımız ? Dünya yaşanabilir bir yıldızının etrafında bulunan , bolca sıvı halde suyu bulunan ,iyi biyosfere sahip bir gezegen belki de uzay yolculuğu yapan uzaylılar dünyada yer almak istiyorlar. Fakat aramızdaki bu devasa uzaklıklar bizi koruyor. Fiziksel açıdan halen ışık hızında yolculuk etmek imkansız, warp hızında bile olsanız dünyaya ulaşmanız binlerce hatta milyonlarca yıl alır.
Ayrıca Kepler görevinde galaksimizin küçük kayalık dünyalarla dolu olduğunu gördük. Eğer böyle bir istilaya kalkışsalar bile, çevreden yaşanabilir yıldızı olan muhtemel okyanuslu bir çok ulaşılabilir gezegen var. Yani çok daha kolay seçenekler var.
Bütün bu fikirler saf varsayımlardan ibaret, orada bir uzaylı medeniyetinin olduğuna dair en ufak bir kanıtımız yok, bu nedenle gelişmiş bir medeniyetin F tipi yıldızının etrafına güneş enerjisi toplayıcıları yerleştirebileceği ihtimalinden vazgeçelim. Tabi evrene çok daha derin bakabileceğimiz bir lens olursa , bakış açımız da değişecektir.
Her şeye rağmen, KIC 8462852 araştırması eşsiz bir çalışmadır, doğal açıklaması kuyruklu yıldız kümelerinden kaynaklandığıdır. Yine de galaksimizde yaşam olasılığına dair spekülasyonların çıkması çok da kötü değil. Aslında bu devasa galakside neden halen akıllı bir yaşam formu bulamadığımız paradoksu varlığımıza karşı koyuyor.
Yaşamın oluşturan yapıtaşları düşünüldüğünde evrende yaşam olmaması pek ihtimal dahilinde değil. Fakat yeni geliştirilen teknolojiyle doğrudan yıldızların yörüngelerine doğrudan sondajlamak mümkün olacak. Böylece Kepler ‘in belirlediği yıldızların ve dış gezegenlerin şeklini bilebileceğiz. Bize hayal edemeyeceğimiz kesinlikte veriler sağlayarak, akıllı yaşam formlarını araştırmamızı sağlayabilir.
Yine de bu eşsiz araştırma ,astronomi açısından çok önemlidir.
Kaynak : http://www.space.com/30849-bizarre-kepler-signal-alien-intelligence-speculation.html
Bir Yorum