Halkalı gezegen Satürn’ün etrafında 20 tane daha yeni ay keşfedildi. Böylece Jüpiter’e ait olan 79 ay rekoru , Satürn’ün bilinen 82 ay rekoru ile geçilmiş oldu.
Astronomical Union Minor Planet Merkezi’nde , Carnegie Bilim Enstitüsü’nden Scott S. Sheppard liderliğinde astronomlar tarafından, yapılan açıklamayla Satürn’e dair son keşifte duyurulmuş oldu.
Teknoloji geliştikçe , daha fazla uzak dünyayı keşfediyoruz. Gelecekte Satürn’ün daha fazla ayının keşfedilebileceği belirtiliyor.
Satürn’ün Başka Ayları Olduğunu Nasıl Biliyoruz?
Güneş Sistemi’ndeki çoğu gezegen çıplak gözle görülebilir olsa da, Galileo Galilei 1610’da teleskopunu Satürn’e çevirene kadar , sadece Dünya’nın uyduları olduğu sanılıyordu.
İlk Galileo Jüpiter’in dört büyük ayını gözlemlemişti ve Satürn’ün ise ancak halkalarını gözlemlemişti. Onlarca yıl sonra daha iyi teleskoplar sayesinde Christian Huygens ve Giovanni Domenico Cassini Satürn’ün aylarını gözlemledi.
Böylece bu dev gezegenin etrafında onlarca uydu olduğu anlaşıldı. 19 yy. ortalarına doğru, teleskoplar daha da gelişince Titan doğrudan gözlendi.
Fotografik plakaların çıkmasıyla uzun pozlama gözlemlerinde daha soluk nesneler gözlenebildi. Bu sayede astronomların saydığı ay sayısı 14’e çıktı.
Daha Yakın Gözlemler
Sonra, 1980’lere kadar çok büyük bir gelişme olmadı. Fakat Voyager uzay araçları sayesinde yeni uydular gözlendi. İşte 13 yıldır bu sayı sabitti, ta ki Cassini uzay aracı Satürn’ün yörüngesine girene kadar…
Bu yakın ziyaretler sırasında Satürn’ün ayları hakkındaki çok az olan bilgimiz arttı.
Cassini’nin hedeflerinden biri olan Titan; Güneş Sistemindeki kalın ve dumanlı atmosfere sahip tek uydudur. Diğer gözlenen ilginç uydu ise donmuş kabuğunun altında büyük bir okyanus taşıyan Enceladus oldu. Enceladus’ta en son organik materyallere rastlandı.
Ayrıca Cassini Satürn’ün halkaları ile etkileşen ve kar topları gibi olan daha küçük shepherd(çoban) aylarını keşfetti.
Yapılan bu gözlemler Mauna Kea’daki Subaru Teleskopu gibi dev optik teleskoplarla ancak gözlenerek teyit edilebiliyor.
Bundan dolayı gezegenleri herhangi bir yerde oluştuğu ve sonra Satürn’ün çekimine yakalandığı düşünülüyor.
Bu gözlemler sayesinde, düzensiz aylar olarak adlandırılan ayları ortaya çıkardı. Bunlar da 3 ayrı gruba ayrılıyor: Inuit(eskimo), Gallic(galik) ve Norse(Norveç dili)…Hepsi de gezegene yakın açıda bulunuyor ve büyük eliptik yörüngelere sahipler.
Her grubun büyük ayların çarpışmasıyla kopan parçalardan oluştuğu düşünülüyor. Norse grubu Satürn’e en uzak olan ayları teşkil ediyor ve bunların gezegenin tersi yönünde dönüyor.
Yeni keşfedilen 20 aydan 17’si Norse grubuna dahil. Bunlara Satürn’ün en uzak ayı da dahildir. Tahmin edilen büyüklükleri 5 km çapında.
Araştırmacılar yeni Dev Magellan Teleskopu gibi enstrümanlarla daha soluk ayların da bulunabileceğini düşünüyorlar.
Bu yeni bulunan 20 aya isim vermek için Carnegie Science herkesi davet ediyor. Katılmak için
Kaynak: https://www.sciencealert.com/why-are-we-only-finding-out-about-saturn-s-extra-moons-now