67P/Churyumov–Gerasimenko isimli kuyruklu yıldıza Philea uzay aracını indiren Rosetta uydusunun Rosina adlı cihazından gelen veriler, yıllardır gündemde olan “Dünyanın su kaynağı kuyruklu yıldızlardır” teorisini sarstı. Çünkü Rosetta’dan gelen veriler kuyruklu yıldızdaki su buharının dünyamızdaki suya göre oldukça farklı olduğunu gösteriyor. Bazı bilim insanları “Muhtemelen suyun kaynağı asteroitler” derken, bazıları daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Rosetta uydusunun taşıdığı Philae sondası , geçen ay kısa adı “67P” olan kuyruklu yıldıza inmişti. Uydunun iki büyük spektrometreye sahip olan Rosina isimli cihazı, 67P’nin yüzeyindeki gaz akıntılarını “koklayarak” önemli veriler elde etti.
Verileri inceleyen bilim insanları, buzsu bir dağ kütlesi olan kuyruklu yıldızda bulunan suyun gezegenimizdeki sudan farklı, ağır su miktarının Dünya’dakinin üç katı olduğu sonucuna vardı.
Dünyadaki su farklı
Dünyadaki su kendine has özelliklere sahip. İki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşan su molekülleri içindeki hidrojen atomlarından biri nadiren bir döteryum atomu ile yer değiştiriyor.
Bu oran yeryüzünde her bir 10 bin su molekülünde 3 döteryum atomu şeklinde. Döteryum atomlarının bulunduğu su da iki hidrojen ve bir oksijen atomunu içeren su ile aynı fiziksel özelliklere sahip. Ancak kütlesel olarak döteryumlu su daha ağır.
Rosina’nın verilerini inceleyen bilim insanlarının başında İsviçre’deki Bern Üniversitesi’nden Profesör Kathrin Altwegg var. Altwegg, “Ağır ve hafif su arasındaki bu oran çok karakteristiktir. Kolay kolay değişmez ve uzun süre aynı kalır” diyor ve ekliyor:
“Eğer kuyruklu yıldızlar üzerindeki suyu Dünya üzerindeki su ile karşılaştırırsak, her iki suyun uyumlu olup olmadığını kesin olarak söyleyebiliriz” diyor.
Son bulgular başka tür kuyruklu yıldızlardaki suyu analiz eden diğer çalışmaların bulguları ile beraber değerlendiriliyor. Daha önceki çalışmalarda Oort Bulutu adı verilen ve Güneş Sistemi’nin daha uzak bir köşesinde yer alan bir bölgeye ait olan kuyruklu yıldızlardaki suyun da dünyadakinden farklı olduğu ortaya konmuştu.
Sadece Neptün’e kadar uzanan Kuiper kuşağından ise ancak iki kuyruklu yıldız incelenebildi. Bunlardan biri 67P diğeri ise suyu dünyadakine benzeyen Hartley. Fakat Altwegg, Kuiper kuşağındaki kuyruklu yıldızların dünyadaki suyun kaynağı olamayacağı görüşünde. Ona göre bu kuşaktaki kuyruklu yıldızların üzerinde hem ağır hem hafif su var. Bunların bileşimi dahi dünyadaki sudan daha ağır.
‘Henüz erken’
Kathrin Altwegg’e göre Güneş’e kuyruklu yıldızlardan daha yakın, yoğun ve kayalık cisimler olan asteroitlerin dünyanın su kaynağı olma olasılığı daha yüksek.
Altwegg asteroitlerin parçası olan meteroitler üzerinde çalışarak bilgi elde ettiklerini söyleyerek, bu cisimlerin Dünya’ya çok daha yakın olduğunu, bu nedenle Dünya’ya çarpma olasılıklarının Neptün’ün de ötesindeki uzak kuyruklu yıldızlara göre, daha fazla olduğunu düşünüyor.
Ancak başka bazı bilim insanlarına göre ‘kuyruklu yıldız teorisini’ kenara atmak için henüz erken.
Belfast’taki Queens’s Üniversitesi Astrofizik Araştırma Merkezi’nden Alan Fitzsimmons, Altwegg’in Kuiper kuşağındaki kuyruklu yıldızlarda bulunan suyun ortalamasını almasına karşı çıkıyor.
Fitzsimmons’a göre yüksek döteryumlu suya sahip yıldızlar ile düşük olanların Dünya’ya nasıl çarptığını bilmiyoruz. Bu nedenle daha fazla veri gerekiyor.
Profesör Monica Grady ise Rosita’nın yüzeyden yükselen gazlarla ölçüm yaptığını ve su sıvı halden gaz hale geçerken hidrojen atomlarının miktarının değiştiğini söylüyor. Grady, “Philae’den gelecek tüm veriler beklenmeli” diyor.
Kaynak : BBC Türkçe