Sorting by

×
BilimBiyolojiMakaleler

Yeni Evrimsel Modelleme: Kaplumbağa-Tavşan Hikayesi

evrim

Kaplumbağa ile Tavşanın hikayesi bilimsel açıdan önem taşıyabilir mi? Tavşan, hızına güvenip sürekli uyurken, kaplumbağa azimle canla başla bitiş çizgisine tavşandan önce ulaşmayı başarmıştır. İşte bu hikaye bilimsel olarak evrimsel anlamda karşılığını bulmuştur. Michigan Devlet Üniversitesi’nden araştırmacılardan oluşan BEACON adındaki ekip, Proceedings of the National Academy of Sciences’ta yayınladıkları yeni bir çalışmada; bakteri popülasyonları arasındaki göçü sınırlayıcı etkenlerin bakterilerin ortama daha iyi adapte olmalarına çok büyük bir katkı sağladığını görmüşlerdir.

Elde edilen veriler bakterilerin daha yavaş evrimleşmelerine neden oluyor. Ki evrimleşmenin yavaşlaması da bakteriler için çok büyük bir sorun teşkil etmiyor. Kara kaplumbağası örneğinde olduğu gibi, az göç etmek ve yavaş hareket etmek kara kaplumbağaları için evrimsel adaptasyon sürecinde çok işe yaramıştır.

Bu mekanizmayı anlamak; hastalıkların evriminden bakterilerin antibiyotik direnci geliştirmelerine hatta canlıların iklim değişikliklerine verecekleri tepkilere kadar birçok şeyi anlamamıza yardımcı olacaktır.

Bildiğimiz üzere, her canlı çevrelerine uyum sağlamak için “doğal seçilim” adı verilen bir süreçten geçmektedir. Yani doğal seçilim adaptasyonunun olmazsa olmazlarındandır. Adaptasyonunda temelinde yatan mekanizma, DNA’mızda meydana gelen mutasyonlara dayanır. Canlılar, bu mekanizmalar sayesinde çevrelerine daha uyumlu hale gelirler.

  1. Coli Üzerindeki Deneyler

Bu çalışmada araştırmacılar, E. Coli bakterisinin göç oranlarına müdahale ettiler. 96 adet bakteri popülasyonu bu müdahale sonucunda; evrimsel süreçlerini yavaşlatacak olan çevrelere salındı. Daha sonra, daha hızlı göç oluşturacak müdahaleler yapılarak, bakterilerin uzaklıktan bağımsız olarak yayılma yarışı takip edildi.

Elde Edilen Bulgular

Hızlı göç oranlarına sahip canlı popülasyonlarının neredeyse tamamı aynı evrimsel engele takılıyorlar ve hepsi aynı anda bu engelden etkileniyorlar. Ve bunun sonucunda, evrimsek engele takılan bu popülasyon yok oluyor.

Yararlı mutasyonların biriktiği bu sayede de ortama daha iyi adapte olan canlılar ise yavaş evrimleşen popülasyonlar oluyor. Kısacası, yavaş evrim geçiren canlılar, çevrelerine daha iyi adapte oluyor.

Kaplumbağalar da bilindiği üzere genel olarak yavaş evrimleşir ve çevrelerine de daha hızlı uyum sağlarlar. Bunun temel sebebi ise daha hızlı hareket eden türlere nazaran üreme ve verimli döl üretmedeki başarı oranlarıdır.

Yavaş evrimleşen canlılar evrimsel yeteneklerini satranç oynarmışçasına kullanırlar

Yani yavaş evrimleşen canlılar tüm evrimsel yeteneklerini bir seferde ortaya koymazlar ve metodolojik bir sırayla tüm kozlarını sırasıyla ve doğru zamanda uygulayarak doğal seçilim sürecinde rakiplerinin önüne geçerler.

Bu çalışmadan elde edilen bulgular, temel evrimsel mekanizmalara dair, yeni bir bakış açısı getiriyor, hepimizin çocukken dinlediği, Kaplumbağa – Tavşan hikayesinin evrimsel modellemesini de ortaya koyuyor.

 

KAYNAK:

Michigan State University. “Tortoise approach works best, even for evolution.” ScienceDaily. www.sciencedaily.com/releases/2015/05/150511172757.htm (accessed May 18, 2015).

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu