Evrim, bilimsel açıdan hayatın nasıl oluştuğuna verilen en bilindik bilimsel cevaptır. Peki cansız maddeler nasıl canlı organizmalara dönüştü? Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden bilim insanları hayatın kaynağını yeniden yaratmak için uğraşıyor. Bunu birkaç anahtar mineral ve organik molekül birleşimiyle önemli kimyasal reaksiyonlar gerçekleştirerek hayatı oluşturmayı deniyorlar. Eğer bu koşullarda hayat kolayca oluşabilirse, bu evrendeki hayatın nasıl oluşabileceğine dair anlayışımızı değiştirebilir.
Daha öncesinde sentetik yaşam laboratuarda üretilmişti. 2010’lara dönecek olursak, bilgisayarla tasarlanan bir genom, yaşayan bir hücreye enjekte edilerek kendi kendine replike olan bir bakteri yaratılmıştı. Birkaç yıl sonra diğer bir ekip, kendi kendine birleşen hücre membranları yaptılar. Bunlar yapay genoma ev sahipliği yapan bir donanım gibi davrandılar. En son geçenlerde ise araştırmacılar, DNA’sında ekstra genetik bilgi taşıyan yarı-sentetik organizma geliştirdiler.
Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden bilim insanları doğrudan yeni bir yaşam yaratarak “Tanrıyı Oynuyorlar” denilebilir. UW-Madison projesinin ismi “Doğa Anayı Oynamak” ile tüm evrim prosesi boyunca yeniden bir yaşam yaratmaya çalışılıyor.
İlksel Çorba Teorisi
Hayatın başlangıcına ya da abiyogeneze ilişkin çalışma yüzyılın yarısında fazla süredir devam eden cansız moleküllerden nasıl ilk canlıların oluştuğuna ilişkin birkaç teoriye dayanıyor. Muhtemelen bunlardan en iyi bilineni ilksel çorba teorisidir. Teoriye göre; yıldırım veya güneş ışığı gibi kaynaklar, Dünya’nın erken atmosferiyle etkileştiğinde organik bileşikler oluşturarak birbiriyle etkileşime girdi. Bunlar aminoasitleri yani hayatın yapıtaşlarını oluşturarak basit yaşam formlarına döndüler.
Dış Enerji Kaynakları Hariç Tutuldu
Fakat UW-Madison ekibi bu dış enerji kaynaklarına ihtiyaç duymayan bir test yapıyor. Bunun yerine organik bileşiklerin demir pirit(demir ve kükürtten oluşan bir mineral) yüzeyinden toplanarak bu minerallerin başlangıç metabolizması için bir katalizör görevi görebileceğini düşünüyor. Bu düşünce demir-sülfür katalizörlerin halen gelişmiş hücrelerde anahtar fonksiyon üstlenmesinden geliyor. Bu da muhtemel bir zaman kapsülü oluşturarak bütün prosesin nasıl başladığını gösterebilir.
Araştırmacılar demir pirit ve organik kimyasalları viallerde karıştırdılar, sonrasında onlar yavaşçana sallayacak bir düzeneğe yerleştirdiler. Buradaki düşünce kimyasalların pirit yüzeyine tutunmasını sağlayarak, katalizör yardımıyla replikasyonu başlatmaktı. Başarılı kimyasal popülasyonundan sonra, pirit misketlere yayılmaya başladı ve devam etti.
En etkili ve verimli kimyasal kolonileri pirit bilyelerin çoğuna yayıldı ve ekip bazı bilyeleri yeni viallere taşıyarak yayılmayı devam etmesini sağladı. Doğal seleksiyon şüphesine karşın bunu yaptılar. Bunun dışında ekip buna “komşu seleksiyonu” ismini veriyor. Çünkü ,bu proses durumu açıklamanın zor olduğu bireyler yerine gruplarla çalışıyor.
“Bu kommünite-seviyesi seçicilik, bireylerin karakterlerinin kalıtsal ve değişken olmalarından önce yerini alabilir. Eğer iyi kommüniteleriniz varsa, onlar bunu sürdürecektir,” diyor projedeki araştırmacılardan Kalin Vetsigian,
Ekip bugüne kadar 30 kimyasal neslin üzerinden geçti. Her jenerasyon yeni viale taşındı. Araştırmacılar hayatın oluşumunda yer alabilecek kimyasal dönüşümleri dikkate alarak değişimleri izliyorlar. Bunlar ısı, enerji tüketimi veya pirite yapışmış materyal miktarındaki değişme gibi.
Çalışma Dünya’da hayatın nasıl ortaya çıktığına dair çıkarımlar yapmaya ve belli kimyasal koşullarda hayatın nasıl kolayca ortaya çıkabileceğini incelemeye dayanıyor. Eğer hayat bu koşullarda kolayca ortaya çıkabiliyorsa, diğer gezegenlerde de hayat böyle kolayca oluşmuş olabilir.
“Eğer hayat benzeri reaksiyonları destekleyen pek çok farklı kimya bulursak, evrenin herhangi bir yerinde hayat olabileceğini umarız”,diyor lider araştırmacı David Baum,
Araştırma Origins of Life and Evolution of Biospheres dergisinde yayınlandı.
Kaynak: http://newatlas.com/recreating-evolution-test-tube/48856/
“Eğer hayat bu koşullarda kolayca ortaya çıkabiliyorsa, diğer gezegenlerde de hayat böyle kolayca oluşmuş olabilir.”=> Böyle bir deney için, hayatın başlangıcında dünya nasıl bir atmosfer ve faunaya sahipse, ona benzer bir gezegen bulunmalı, veya Mars ortama uygun hale getirilip yaşamın nasıl başladığı gözlenmeli.