Kahveden gelen güzel kokular, güneşin ağaçların üstünde yaptığı ışık oyunları, ya da gecenin karanlığında rüzgarın uğuldaması bunlar ne kadar gerçek olabilir? 2003’de ortaya fiziksel bir hipoteze göre, gördüğümüz her şey bir ekrandaki piksellerin gerçekliğinden öte değil. Simülasyon hipotezine göre , insanlık bir tür bilgisayar tarafından tekrar edilen bir Evren simülasyonunda yaşıyor. İşte bizim bu simülasyonlardan herhangi birinde yaşıyor olabilme şansımız var.
Eğer böyleyse tecrübe ettiğimiz her şey bir çeşit simülasyon modelidir ve gerçekten çok uzaktır.
Henüz sadece bir düşünce deneyi olsa da simülasyon hipotezini kurcalamak bilim insanlarını heyecanlandırıyor. İşte teoriyi kurcalamak meyvesini vermeye başladı.
Portsmouth Üniversitesi’nden fizikçi Melvin Vopson ve Birleşik Krallık’taki Jeremiah Horrocks ve Matematik, Fizik ve Astronomi Enstitüsü’nden matematikçi Serban Lepadatu tarafından geliştirilen bilgi dinamiğinin(infodynamics) ikinci yasası, tüm bunların oldukça havalı bir bilgisayardaki karmaşık bir modelden başka bir şey olabileceğini gösteriyor.
Vopson, AIP Physics’te yayınlanan yeni bir makalede, “2022’de bilgi dinamiğinin ikinci yasasının) keşfi, fizik ve bilgi arasındaki kesişme noktasında yeni ve ilginç araştırma araçlarını kolaylaştırıyor” diye yazıyor .
“Bu makalede, bilgi dinamiğinin ikinci yasasını ve bunun dijital bilgiye, genetik bilgiye, atom fiziğine, matematiksel simetrilere ve kozmolojiye uygulanabilirliğini yeniden inceliyoruz ve simüle edilmiş evren hipotezini destekleyen bilimsel kanıtlar sunuyoruz.”
Vopson ve Lepadatu’nun ikinci infodinamik yasası , evrende doğal olarak meydana gelen herhangi bir sürecin enerji kaybına ve sistemin düzensizlik veya entropi ölçüsünde artışa yol açacağını belirten termodinamiğin ikinci yasasına dayanıyor.
Bilginin aslında maddenin bir formu olarak kabul edilebileceğini öne süren Vopson , aynı şeyin bilgi sistemleri için de geçerli olmasını bekliyordu. Yani zamanla düzensizliğin yani entropinin artması beklenir.
Ancak iki farklı bilgi sistemini (dijital veri depolama ve bir RNA genomu) inceleyerek durumun böyle olmadığını buldu. İnfodinamiğin ikinci yasası ‘bilgi entropisinin’ ya aynı seviyede kalmasını, hatta zamanla azalmasını gerektirir.
Vopson , “O zaman bu keşfin çeşitli bilimsel disiplinler üzerinde geniş kapsamlı etkileri olduğunu biliyordum. Bundan sonra yapmak istediğim şey, yasayı teste tabi tutmak ve simülasyon hipotezini felsefi alandan ana bilim akımına taşıyarak daha fazla destekleyip desteklemeyeceğini görmek.”
Fizikçi yeni makalesinde bu yeni yasanın genetik, kozmoloji, atom fiziği, simetri ve tabii ki simülasyon hipotezi gibi bir dizi alan için ne anlama geldiğini araştırıyor.
İnfodinamiğe Göre Entropi Artacağına Azalıyor
Vopson genetik çalışma için, SARS-CoV-2’nin farklı varyantlarının RNA dizilerini analiz etti . Analiz edilen tüm varyantların, mutasyona uğradıkça bilgi entropisinde bir azalma gösterdiğini buldu. Bulgular ayrıca, sadece rastgele şanstan ziyade, bilgi dinamiğinin ikinci yasasına göre mutasyonu yöneten bazı mekanizmaların olduğunu da öne sürdü.
Ayrıca bir atomdaki elektronların kendilerini bilgi entropisini en aza indirecek şekilde düzenlediklerini de buldu. Evrenin genişlemeye devam etmesi için fiziksel entropideki artışın, bilgi entropisinde buna karşılık gelen bir azalmayla dengelenmesi gerekiyor.
Küçük bir kar tanesinden çarpıcı bir sarmal galaksiye kadar Evrendeki simetrinin yaygınlığı da bilgi dinamiğinin ikinci yasasıyla açıklanabilir.
“Simetri ilkeleri doğa yasalarına göre önemli bir rol oynuyor, ancak şimdiye kadar bunun neden olabileceğine dair çok az açıklama yapıldı. Bulgularım, yüksek simetrinin en düşük bilgi entropi durumuna karşılık geldiğini ve potansiyel olarak doğanın buna olan eğilimini açıkladığını gösteriyor. ” diyor Vopson .
“Fazla bilginin ortadan kaldırıldığı bu yaklaşım, bir bilgisayarın depolama alanından tasarruf etmek ve güç tüketimini optimize etmek için atık kodu silme veya sıkıştırma işlemine benziyor. Sonuç olarak bir simülasyonda yaşadığımız fikrini destekliyor.”
Sonraki adımlar bu bulguları deneysel olarak doğrulamak olacaktır. Eğer bir simülasyonda yaşıyorsak, o zaman bilgi, Evrenimizin temel yapı taşıdır (bitlerin bilgi işlemdeki temel bilgi birimi olması gibi) ve Vopson’un daha önce önerdiği gibi kütleye sahip olabilir.
Eğer durum böyleyse, parçacık-antiparçacık çarpışmalarında bilginin yok edilmesiyle tespit edilebilir .
Elbette, sıkıştırılmış ve optimize edilmiş bir simülasyon olarak, modellenen Evrenimizin daha derin, daha karmaşık bir sistem tarafından programlanması gerekecek ve bu da daha da büyük sorular ortaya çıkaracaktır.
Belki bir gün birileri onlara cevap vermek için çalıştırabileceğimiz bir program bile bulabilir .
Araştırma AIP Physics’te yayınlandı .
İnsanda ki farkındalık, öldükten sonra bir son olmamalıydı zaten, eğer gerçekten böyle simülasyon da yaşıyorsak, başka bir simülasyonda ki hayatımızın nasıl farkında olacağız, her şeyin teorisi gibi bir durum ortaya çıkıyor.
Daha da önemlisi bu simülasyonu yaratan ve başlatan kim?