İklim değişikliği günümüzde artık iklim krizi olarak değerlendiriliyor. İklim değişikliği jeopolitik konumdan ekonomilere ve gıda arzından göçe kadar her şeyi etkiliyor. Günümüzde, Dünya’da iklim değişikliğinin ciddi etkilerini hissetmeyen bir ülke bile kalmadı.
Avrupa Yeşil Mutabakatı bünyesinde hazırlanan AB Döngüsel Ekonomi Eylem Planı Mart 2020’de Avrupa Komisyonu tarafından kabul edildi. Bu plan, bütüncül politika tedbirleri ile ele alınmalı. Yatırım süreçlerini teknoloji, inovasyon ve dijitalleşme odağında Avrupa’daki gelişmeleri de takip ederek iyi değerlendirmek gerekiyor.
Geleneksel doğrusal ekonomi, büyük miktarlarda ucuz, kolay erişilebilir malzeme ve enerjiye dayanan bir “al, yap, at” ekonomik modelini kullanıyor. Sürdürülebilir bir model olmamakla birlikte artık sınıra dayandığı da açıkça görülebiliyor. Döngüsel ekonomi ise ‘al-yap-at’ düşüncesinden ziyade döngüsel sistemlere entegre ve sistemik bir değişim gerektiriyor. Böyle bir değişiklik ancak araştırmacıların, teknoloji merkezlerinin, endüstri ve KOBİ’lerin, hükümetlerin ve sivil toplumun ortak çabaları ile mümkün görünüyor.
Doğrusal Ekonomi | Döngüsel Ekonomi | |
Yöntem | Al-Yap-At | Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür |
Odak | Eko-verimlilik | Eko-Etkinlik |
Sistem Sınırları | Kısa vadeli, satın almadan satışa | Uzun vadeli, çoklu yaşam döngüleri |
Yeniden Kullanım | Aşağı dönüşüm | İleri dönüşüm, yüksek kalitede geri dönüşüm |
Tablo 1. Doğrusal ve döngüsel ekonomi arasındaki fark
Bu sebeple, iklim değişikliğinin sebepleri ve sonuçları birçoğumuzun gündeminde yer alıyor. Antropojenik eylemler sonucunda atmosferdeki belli gazların miktarındaki artış, küresel iklim değişikliğine yol açıyor.
Peki Döngüsel Ekonominin Bu Süreçteki Rolü Ne?
Hammadde, ekonomi ve sera gazı ilişkisi perspektifinde döngüsel ekonomi tüm taraflar için hayati önem taşıyor. Bu sektörlerin bağlantılarını ve ilişkilerini anlayabilmek için “birinin çöpü diğerinin hazinesidir (one man’s trash is another man’s treasure)” yaklaşımı benimsemekte fayda var.
Döngüsel bir ekonomi, sistemi yenilenebilir enerjiyle güçlendirirken, mümkün olduğunda yeniden kullanan ve “tekrar üretilebilecek” ürünler tasarlayan uygulanabilir bir alternatif olmayı amaçlıyor. Kaynak yönetiminde maksimum kaynak verimliği, hem kaynak tüketimini azaltırken hem de daha az enerji tüketimiyle iklim değişikliğine neden olan etkenlerle mücadelede önemli bir rol alıyor.
Sürdürülebilir ürün politikası çerçevesinin öne çıkarılması önemli. Sürdürülebilir ürün politikası daha çok çözüm odaklı bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor. Üreticilerin, ürünlerine çevresel ayak izi göstergeleri eklemeleri pazarda geniş yankı yaratacak ve bir adım öne çıkmalarını sağlayacaktır.
Düşük Karbonlu ve Döngüsel Ekonomi Odaklı Dönüşüm
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği tarafından 2021 yılında düzenlenen ‘’VII. Sürdürülebilir Finans Forumu’’nda yapılan Türkiye’nin Düşük Karbonlu ve Döngüsel Ekonomi Odaklı Dönüşüm Çağrısı, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına giden yolda kolaylaştırıcı ve yön verici olarak değerlendiriliyor. Pandemi sonrası, daha dayanıklı bir ekonomi inşa etmek için döngüsel ekonomi modeli yeniden önümüze çıkıyor. Aslında değişim ve dönüşüm, sanayiciler için iyi imajdan öte finansal sürdürülebilirlik adına da önem arz ediyor. Pandemiyle birlikte öne çıkan yeşil iyileşme, Avrupa’nın ‘’Yeşil Mutabakat’’ yol haritası ve 2053 yılında karbon nötr kıta olma hedefi birlikte değerlendiriliyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının artmasının beklendiği önümüzdeki yıllarda, finansal sürdürülebilirlik stratejisini belirleyen kurum ve kuruluşların, bir adım önde olması kaçınılmaz duruyor.
Türkiye’nin Döngüsel Ekonomi Yaklaşımı
Döngüsel Ekonomi, 2019 yılından itibaren sürdürülebilirlik olarak Türkiye’de uygulanmaya başlandı. 2021 yılı başından beri pandeminin etkisi, iklim değişikliği ve kuraklıklar ve AB’nin Yeşil Mutabakatı zorunlu tutması nedeniyle bu kavram oldukça gündemde. Türkiye’de Avrupa’ya ihracat yapan firmaların çoğu döngüsel ekonomiyi benimseyen tedarikçilerinden hammadde ve malzeme alımını tercih etmeye başladı (Balbay vd 2021).
Döngüsel ekonomi uygulanabilirliği açısından Türkiye’nin SWOT analizini ele alan çalışma iç çevreden kaynaklanan güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koyarken aynı zamanda dış çevreden kaynaklanan fırsat ve tehditleri tespit ediyor (Balbay vd 2021).
Güçlü Yönler | Zayıf Yönler |
Türkiye gelişmekte olan bir ülke olması Türkiye’de çok fazla kuruluşun bulunması Güçlü pazara sahip olması Döviz kuru farkının yüksek olması Türkiye’nin turizm potansiyelinin yüksek olması En fazla ve çeşitte endemik bitki türüne sahip olması Atık geri dönüşümü için kullanılan piroliz teknik bilgiye sahip olması | Çıkan atıkların tür ve miktarsal dağılımının bilinmemesi Atık analizlerinin belirlenmesine yönelik çalışmaların yetersiz olması Yetişmiş eleman yetersizliği Sektörde Döngüsel Ekonomi hakkında bilgi yetersizliği Türkiye’de her yönüyle Döngüsel Ekonominin yeterince bilinmemesi Atık ithalatının azaltılması |
Fırsatlar | Tehditler |
Yeşil Mutabakat çerçevesinde Avrupa pazarı kriterlerine uygun üretimin gerçekleştirilmesi Döngüsel ekonomi lisansüstü eğitim alternatiflerinin ortaya çıkması · Yeni iş imkanlarının doğması Doğrusal ekonomi atık bertaraf maliyetini ekonomiye kazandırma Genç iş gücü nüfusunun yoğun olması | Atıkların yanlış kullanımları Atıkların doğal ortamlarda bulunması Atıkların yetersiz denetimi Yetersiz bilgi ve yetişmiş elaman eksikliği sebebiyle açığa çıkabilecek olumsuzluklar Atıkların bertarafı ve geri kazanımına yönelik mevzuat ve yönetmeliklerin yetersiz olması |
Tablo 2. Döngüsel ekonomi uygulanabilirliği açısından Türkiye’nin SWOT analizi
Bu tabloya göre Türkiye’nin zayıf yönlerini iyileştirip güçlü yönlerini daha iyi kullanmak gerekiyor. Fırsat ve tehditler doğrultusunda da yeni pazarlama ve satış stratejileri belirlemek mümkün görünüyor. Bu sayede Türkiye doğru ve etkili stratejilerle ilerleyebilir.
Sonuç olarak döngüsel ekonominin gelişimini sağlayacak yeni altyapı yatırımları; endüstriyel süreçlerin uyumlaştırılması, tedarik zincirinin yeniden tasarlanması gerekiyor. Böylece insanlar atık yönetimi ve kirliliği önleyici faaliyetleri tasarlamayı, kullanılan ürünleri ve malzemeleri daha uzun süre korumayı yaşam biçimine dönüştürecek ve dolayısıyla doğal sistemlerin yenilenmesine de izin verilecektir (Balbay vd 2021).