NTV’nin yaptığı habere göre ; marketlerde satılan tavuk eti analizleri sır gibi saklansa da, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) konuyla ilgili bir açıklama yaptığını söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Ümit Aktaş, “Test edilen tavukların %50’sinin karaciğerinde inorganik arsenik bulunmaktadır ve bu madde kanserojen kimyasallar arasında en zehirli olanıdır,” dedi.
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada tavuk etiyle ilgili tartışmalar artarak devam ederken bazı otoritelere göre tavuk eti zararlı ve kesinlikle uzak durulmalı, bazılarına göre ise zararsız ve gönül rahatlığı ile yenebilir. Tüketiciler, en önemli beyaz et kaynaklarından biri olan tavuk etini tüketip tüketmeme konusundaki soru işaretlerinden bir türlü kurtulamıyor. Konuyla ilgili son açıklama ise Bahçeşehir Üniversitesi Fitoterapi Eğitim Koordinatörü Dr. Ümit Aktaş’tan geldi. Dr. Aktaş, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin nisan ayında yaptığı açıklamaya dikkat çekti. Elde edilen bu sonuçların ABD’de elde edildiğini belirtmekte fayda var.
Bu iddialara cevap geldi ;
Sağlıklı Tavuk Bilgi Platformu Danışma Kurulu’nun açıklamasında, Türkiye’de kanatlı sektöründe AB norm ve standartlarına uygun metotlar kullanılarak üretim yapıldığı ve tüm süreçlerin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından sürekli ve titizlikle takip edildiği ve denetlendiği vurgulandı.
http://www.gthbhaber.com/tavukta-arsenik-iddiasinin-ulkemizle-ilgisi-yok/
ABD FDA TAVUKLARDA ARSENİK BULUNDUĞUNU DUYURDU
Marketlerde satılan tavuk eti analizlerinin genellikle bir sır gibi saklandığını söyleyen Dr. Aktaş, “Ancak Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi sonunda bir açıklama yaptı. FDA’nın bulgularına göre, test edilen tavukların % 50’sinin karaciğerinde inorganik arsenik bulunmaktadır ve bu madde kanserojen kimyasallar arasındaki en zehirli olanıdır” dedi.
Arsenik içeren ürünleri çok miktarda tüketenlerde kanser gelişimine neden olan hücre değişikliklerinin görüldüğünü vurgulayan Dr. Aktaş, arseniğe maruz kalmanın yaratacağı sonuçlar ile ilgili şu bilgileri verdi: “Cilt kanserlerine ve son raporlara göre akciğer, böbrek, mesane ve karaciğer gibi iç organlarda da görülebilen kanser çeşitlerine yol açabilmektedir. Arseniğin tıpkı civa ve kurşun gibi, ceninde ve çocuklarda son derece zehirli etkileri bulunmaktadır”
AMAÇ DAHA FAZLA PARA KAZANMAK
Arseniğin tavuk yemlerine kasten karıştırılmış olduğunu iddia eden Dr. Ümit Aktaş, “Peki arsenik tavuk yemlerine neden karıştırılıyor? Tabii ki daha fazla para kazanmak için. IATP’nin (Institute for Agriculture and Trade Policy) 2006 raporunda, daha az gıdayla daha hızlı büyüyebilmesi ve etinin daha sağlıklı görünen bir rengi olması için tavuk ve hindilerin %70’inden fazlasının arsenikli ilaç karıştırılmış yemlerle beslendiği belirlenmiştir. Arsenik içeren ve yemlere karıştırılan bu ilaç (3-Nitro), antiparaziter etkiye sahip ve arsenik içeriyor. Tavuk etinin daha dolgun, güzel ve pembe bir renkte görünmesi için tavukların yemine katılıyor. Yapılan analizlerde, bu ilacın karıştırıldığı yemlerle beslenen tavukların karaciğerinde yüksek seviyelerde inorganik arsenik tespit edildi. İnorganik arsenik, arseniğin en zehirli formudur.”
ARSENİK HER HALÜKARDA ZEHİRDİR VE ZARARLIDIR
Tüm bu gelişmeler üzerine üretici firmanın söz konusu ilacın üretimini gönüllü olarak durduracağını açıkladığını söyleyen Dr. Ümit Aktaş, şu saptamalarda bulundu: “Bu ürünün Amerika’daki tüm satış noktalarından toplatılması gerçeğine ragmen, FDA tavukların hala güvenli miktarda arsenik içerdiğini ve bunu yemenin güvenli olduğunu iddia etmektedir. Yani her zamanki ilkeli (!) FDA tutumu… Arsenik, her halükarda zararlı ve zehirdir. Türkiye’deki ilgili mevzuatlara ve Türk Gıda Kodeksi’ne göre, sadece bulaşkanlık kabul edilip tahammül edilebilir limit konuluyor. Yani kullanımına izin vermek diye bir durum yok.”
GDO’LU YEMİN 1 GRAMINA BİLE İZİN VERİLMEMELİ
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Biyogüvenlik Kurulu’nun, GDO içeren 6 çeşit mısır ve 2 çeşit soyanın tavuk yemlerinde kullanılmasına onay verdiğini hatırlatmamız üzerine, “GDO’lu yem kesinlikle kabul edilemez” ifadesini kullanan Dr. Aktaş’ın bu konudaki yorumu ise şöyle: “GDO’lu yemin 1 gramına bile izin verilmemelidir. Üstelik, bu yemlerin hayvanların etine ve sütüne geçmediğine dair bir açıklama da yaptılar, böyle bir şey mümkün olabilir mi? Zaten bu yemler hayvan daha hızlı büyüsün diye veriliyor, hayvanın etine geçmiyor da, hayvanın et ağırlığı nasıl artıyor? Aldığı nefes sayesinde mi büyüyor bu hayvan? GDO’lu yem, hayvanın etine, sütüne, yumurtasına tabii ki geçiyor ve onları yiyen insanlar da GDO’lu ürünleri vücutlarına dolaylı yoldan almış oluyor. Bu, son derece büyük bir tehlike.
PATRON FAZLA KAZANSIN DİYE TOPLUM SAĞLIĞI TEHDİT EDİLİYOR
AB’de GDO’lu yeme izin verildiği savına gelince: Eğer söz konusu olan Bulgaristan veya Hırvatistan ise, evet, GDO’lu yeme izin var ama Almanya, Fransa gibi büyük ülkeler, asla GDO’lu yeme izin vermedikleri gibi, ithal ettikleri üründe kullanılmış olmasına da izin vermiyor, gümrükten içeri almıyorlar. Bizim ülkemizde de asla GDO’lu yeme izin verilmemelidir. Nihayetinde, GDO’lu yemler bir tek amaç için kullanılıyor: Para! Patronun daha fazla kazanması için tüm bir toplumun sağlığı ve geleceği tehdit altında tutuluyor. Başka bir amaç ya da fayda yoktur bu uygulamada.”
Kaynak:Ntv
Kaynakça ve ilgili linkler: http://www.fda.gov/AnimalVeterinary/SafetyHealth/ ProductSafetyInformation/ucm257540.htm
http://www.fda.gov/NewsEvents/ Newsroom/ PressAnnouncements/ucm 258342.htm
http://www.fda.gov/AnimalVeterinary/ SafetyHealth/ProductSafetyInformation/ ucm258313.htm
http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/ mev/mev_tebl/ tebl_temel_saglik/ belirli_bulasanlar.pdf