
NASA’nın Cassini adlı uzay aracının 2001 yılında Jüpiter semalarında gerçekleştirdiği uçuştan toplanan veriler ışığında, soğuk uydusu Europa’nın atmosferinin, düşünülenden de ince olduğu fikri akıllara geliyor. Aynı zamanda bu keşif, Europa’nın etrafındaki ince ve sıcak gaz tabakasının uçuş sırasında, yer altından gelen gaz çıkışından kaynaklanmadığını da belirtiyor. Bu yeni araştırma, Jüpiter’in Europa uydusunun durumunu, Cassini’nin geçişi zamanındaki haliyle gösteren bir “anlık fotoğraf” sağlıyor ve aynı zamanda olası bir gaz kütlesi salınımı durumunda, bunun sadece aralıklı olduğunu gösteriyor.
Europa’nın verileri, San Francisco’daki Amerikan Jeofizik Birliğinin sonbahar toplantısında sunuldu ve aynı zamanda Astrofizik dergisinde yayınlandı. Europa günümüzde, kalın buzdan mantosunun ardında okyanus olabileceğine dair bulgular sebebiyle, güneş sisteminin gelecekte araştırılabilecek en ilgi çekici hedeflerinden biri olma özelliğini taşıyor.
Cassini’nin “Ultraviyole görüntüleme spektografı” (UVIS) ekibi üyeleri, Cassini Jüpiter’den Satürn’e doğru geçerken Europa’yı gördüğü kısa aralıkta toplanan verileri inceledi. Bulgular, Europa’nın etrafında bulunan sıcak gaz ve plazma tabakasının aslında Europa’dan değil de, Jüpiter’in uydusu olan Io’nun yüzeyinde bulunan volkanlardan geldiği yönünde. Verilere bakıldığında, önceki düşünceye göre Europa, çevresine 40 kat daha az oksijen salıyor.
Cassini UVIS ekibi üyesi olan ve çalışmayı yürüten Don Shemansky’nin açıklamaları şöyle; “Çalışmalarımız gösteriyor ki, araştırmacılarımız aslında Europa’nın atmosferinin yoğunluğunu biraz abartmışlar”. Ekibin araştırmalarının sonucunda, hâlihazırda Dünya’nın atmosferinden milyonlarca kat daha ince olduğu düşünülen Europa’nın atmosferi, aslında tahminlerden 100 kat daha ince.
Jüpiter’in etrafına Europa tarafından salınan oksijen miktarına bakıldığı zaman, uydusunun Jüpiter’in yörüngesine su buharı kümeleri taşıdığı ihtimali geçerliliğini kaybediyor, özellikle de verilerin elde edildiği sıralarda.
Bilim insanları, yükselen su buharı kümelerinin yeteri kadar büyük olmaları durumunda, bahsedilen kümelerin mutlaka yörüngeye taşınacağını öngörmekteler, Satürn’ün uydusu Enceladus’un yaptığı gibi. Lakin UVIS tarafından gerçekleştirilen gözlemler aslında bu miktarların yeteri kadar büyük olmadığını kanıtlar nitelikte. “Her ne kadar Enceladus üzerinde bu duruma rastlamış olsak da, Europa’nın çevresinde suya dair en ufak bir iz bile bulamadık” diyor Boulder’de bulunan Colorado Üniversitesi UVIS ekibinin başı Larry Esposito.
Bu açıklamaları takiben, Pasadena’nın Gezegensel Bilim Enstitüsü ve Cassini UVIS ekibi üyesi ve aynı zamanda yeni çalışmanın ortak yazarı Amanda Hendrix; “Bu bulutların Europa içinde de oluştuğunu söylememiz kesinlikle mümkün, ama bu durumda bahsi geçen su bulutu kümeleri Enceladus’ta olduğundan çok daha küçükler” ve “Eğer patlama ve buna bağlı aktiviteler Cassini’nin uçuşu zamanında olduysa, sensörler tarafından algılanamayacak kadar küçüklerdi” şeklinde iki açıklama yaptı.
Çok uzun bir süre boyunca, Cassini’nin UVIS’i, soğuk ve yoğun, donut şeklinde bir gaz bulutunun Enceladus’un yörüngesine doğru yaklaştığını gözlemledi. Satürn’ün yörüngesine doğru salınan koca gaz bulutu, Satürn’ün rotasyonunu sağlayan manyetik alanına doğru sürüklenen elektronlar için bir fren işlevi görüyor, bu da plazmanın sıcaklığını düşük tutmaya yarıyor. Görünen o ki, bu fren mekanizması Europa’da mevcut değil.
UVIS’in, beklenilenin aksine, Europa’nın yörüngesinde sıcak bir plazma tabakası yerine soğuk bir tabaka tespit etmesi, Europa kaynaklı –içinde su da barındıran- gaz çıkışının aslında çok büyük miktarlarda olmadığını düşündürüyor.
Cassini’nin Jüpiter yolculuğu öncesinde elde edilen görüntüler aslında Io’nun Jüpiter’in çevresine en fazla katkıyı yaptığını ve Europa’nın etrafında düşük yoğunluklu, sıcak bir tabaka olduğunu gösteriyordu. Yeni elde edilen sonuçlar da bunu kanıtlar nitelikte. Shemansky’e göre “Bu işin gerçek sorumlusu Io.”
NASA’nın Washington’da bulunan genel merkezinin başı Curt Niebur’un açıklamaları şu şekilde; “Europa çok karmaşık ve büyüleyici bir uydu ve onu anlamak da bir o kadar çetrefilli, özellikle de elimizdeki imkânlarla. Bunun gibi çalışmalar, elimizdeki verilerin büyük çoğunluğunu oluşturuyor ve NASA’nın gelecekte sürdürmesi gereken çalışmaların şekillenmesinde büyük önem taşıyor.”
Günümüzde bilim insanları bu tip büyük gaz kümelerini araştırmak için Hubble uzay teleskobunu kullanarak 6 ay sürecek bir araştırma sürdürüyorlar. Aynı zamanda NASA da gelecekteki araştırmalar için muhtemel görevler üzerinde çalışıyor.
Kaynak: ScienceDaily
Bir Yorum