
New England Üniversitesi’nden bilim insanları, bugüne kadar keşfedilmiş en eski ve en iyi korunmuş beyin fosilini keşfetti. 310 milyon yıl yaşındaki at nalı yengeci fosilinin beyni daha önce bilinmeyen bir korunma metodu sayesinde hiç el değmeden bugüne kadar ulaştı.
Antik yaratıklara dair bilgimize dayanarak canlıların kemik-yumuşak doku kısımlarının pek iyi fosilleşmediğini biliyoruz. Amber gibi bazı oluşumlar bu kırılgan dokuların çok iyi korunabilmesini sağlamaktadır. Bilim insanları ambere hapsolmuş canlıları tarayarak onların beyinlerini ve diğer organlarını görüntüleyebiliyor.
Fakat bu yeni kayıt gerçekten çok eskilere gidiyor. En eski amber kesitleri Triasik dönemi yani 230 milyon yıl öncesine kadar gider. Burgess Shale tipi birikimler ise 520 milyon yıl yani Kambriyan dönemine gider. Ayrıca bu çamurkaya katmanları yumuşak dokuları aynı karbon kağıdı gibi kopyalar. Genelde mide gibi yapılar gözlemlenir ama sinirler gibi yapılar çok nadirdir.
Normalde Burgess Shale tipi fosillerde, hayvanlar çamura gömüldükten sonra yavaşça demir karbonat mineraline yani siderite dönüşür. Bu sayede tüm vücut korunur, çok detaylı trilobit ve at nalı yengeci fosilleri oluşur.
Yeni keşfedilen at nalı yengeci türüne Euproops danae adı verildi. Normalde bu at nalı yengeci siderit içinde normal bir şekilde hapsolsa da ortamda bulunan ikinci bir mineral, beynin kahverengi kayaya kontrast oluşturacak şekilde keskin beyazla kazınmasına neden olmuştur.
“Fosilimizde, Euproops beyni kaolinit adı verilen beyaz kil materyaliyle kopyalanmıştır. Bu mineral kalıbı muhtemelen beyinden geriye kalan boşluğun yerini alarak oluştu ve zamanla bozundu. Bu beyaz mineral olmadan beyni hiçbir zaman göremeyebilirdik,” diyor araştırmanın yardımcı yazarı Prof. John Paterson.

Bu fosil beyni at nalı yengecinin yaşayan akrabalarıyla karşılaştıran araştırmacılar, milyonlarca yıl içinde beynin temel yapısında sadece çok ufak bir değişim olduğunu buldu.
“Fosilin merkezi sinir sistemi ile yaşayan at nalı yengeçlerinin sinir sistemleri oldukça benzer ve göz sinirleriyle apendisklerin dizilimi eşlenebilir. Ayrıca aynı merkezi sinir sisteminin özofagusa(yemek borusu) doğru çıktığını gösteriyor. Aradan geçen 310 milyon yıl boyunca grupta meydana gelen önemli morfolojik ve ekolojik çeşitlilik göz önüne alındığında, bu oldukça dikkat çekicidir,” diyor Prof. Paterson.
Araştırma Geology dergisinda yayınlandı.
Kaynak: University of New England via The Conversation